Blogumda yaşadığım bazı teknik sorunlardan dolayı biraz gecikmiş bir yazı yazıyorum. Geçtiğimiz günlerde bugün ekmeğini yediğimiz sektör olan Halkla İlişkiler‘in ülkemizdeki halkla ilişkiler planı hazırlayarak ilk hizmet vericisi, ilk halkla ilişkiler uzmanı, Türkiye Halkla İlişkiler Derneği’nin kurucularından, bunların hepsinin ötesinde yazdığı 12 kitapla, ülkemizde mesleğin ilk literatürünü oluşturanlar arasında yer alan Prof. Dr. Alâeddin Asna’yı kaybettik.
Ben verdiğim birçok eğitimde özellikle halkla ilişkiler programları ya da bölümlerinin misafiriysem kendisinden sektörümüzün ulular meclisinin iki ferdinden biridir (diğeri Betül Mardin’dir), bu sektörü kuranların başında gelir ve kendisi tanınmalı, yaptığı işler araştırılmalı, kitapları kesinlikle okunmalı diye bahseder ve muhakkak Halkla İlişkiler Nedir? sorusunun cevabı olarak aşağıdaki videoyu izletirdim.
Geçtiğimiz günlerde Show Tv’de yayınlanan Türkün Uzayla İmtihanı isimli diziye denk geldim. Dizi içerisinde yer alan Halkla İlişkiler Subayı rütbeli karakter içinde çalıştığım sektör olan PR sektöründeki gerçek kadını temsil etmediği, ondan öte bu sektördeki kadınların itibarına ve sektöre zarar verdiği gerekçesiyle kendi adıma rahatsız oldum.
Öncelikle şu videonun ilgili bölümlerini izleyip sonrasında yazımı okumaya devam edebilirsiniz.
Bu bu bölümün 17.45. saniyesine de bir göz atabilirsiniz.
Sonradan öğrendim ki kendisi açıköğretim halkla ilişkiler mezunuymuş!
Bu karakterden niye mi rahatsız oldum?
– Çünkü, konuşması, oturması kalkması, hepsinden öte zekası vb. özellikleri bu sektördeki kadınları temsil etmekten yana onlara zarar verir nitelikte.
Genel hatlarıyla kadın popülasyonu (hocalar ve öğrenciler) fazla olan bir bölümde öğrencilik yapmış ve sonrasında kadın popülasyonu fazla olan bir sektörde çalışan bir erkek olarak benim sektör içinde tanıdığım kadınlar ya da daha doğrusu arkadaşlarım bu şekilde değiller.
Benim öğrencilik yaptığım ya da iş hayatımda birlikte çalıştığım, tanıdığım kadınların çoğu yukarıdaki yazımda göreceğiniz işleri yapabilmeleri için daha analitik zekaya ve yeteneklere sahip, güçlü kişiler.
Bu kişilerin birçoğu; konuşması bununla bağlantılı olarak yazması çok düzgün, yaptıkları iş itibariyle markaların hedef kitleleriyle iletişimini yöneten, markaların itibarını, yaptıkları işlerde ciddi bütçeleri ve kimi zaman CEO ‘larının nerede ne konuşacaklarını dahi yöneten kişiler…
Bu isimler ve üniversitelerde görev yapan değerli hocalarımızın birçoğu gizli kahramanlardır ama ülkemizde bu sektörün gelişmesinde yıllarını/ömürlerini veren Betül Mardin, Meral Saçkan, Fügen Toksü, Necla Zarakol vb. birçok ismi inceleyip sektörde asıl olan ve olması gereken kadın profilini net olarak görebilirsiniz.
Ama hepsinden öte benim 4 yıl lisans eğitimimi aldığım üniversitenin, fakültesi ve bölümünden hocalarımı ve öğrencileri arkadaşlarımı ajansımızda ağırlamak bize mutluluk verdi.
Öncelikle ajans başkanımız PR sektörünün usta isimleri arasında yer alan Necla Zarakol, Zarakol İletişim Hizmetleri’ni tanıtan ve yılların kendisine verdiği büyük deneyimiyle sektörün geleceği olacak olan arkadaşlarımızla tecrübelerini paylaştığı, onlara tavsiyeler verdiği verdiği bir sunum gerçekleştirdi. Bende kendisiyle yine üniversitemizin 2010 yılında organize ettiği medya/sektör gezisinde tanıştım. O gün kafama koymuştum kendisiyle çalışmayı aslında. Okumaya devam et “İEU İLEF Halkla ilişkiler ve Reklamcılık Bölümü’nü Zarakol’da Misafir Ettik”
Geçtiğimiz günlerde ajansta bir stajyer arkadaşla kısa süreli bir muhabbet etme fırsatım oldu. Ülkemizin önde gelen üniversitelerinden birinde iletişim fakültesinde Halkla İlişkiler Bölümünde 2. sınıf öğrencisiydi ve net olarak gelecekte neler yapacağını bilmiyordu.
Ama ben o malum klasik soruyu sordum; ‘Mezun olunca ne yapmayı planlıyorsun?’ diye.
O da bana ben halkla ilişkiler alanında ilerlemek istiyorum dedi.
Öylese ne güzel doğru bir yerde staj yapmışsın dedim ve ekledim, peki bir reklam ajansına gittin mi daha önce?
Hayır, gitmedim ve gitmeyi de düşünmüyorum dedi!
Buradan sonra konuyu özelden genele taşımak istiyorum. Benim böyle diyaloglarda hep verdiğim bir örnek var. Tıp Fakültesi örneği diyorum buna. Aslında genel üniversite mantığı diye de açıklayabiliriz bunu. Tıp fakültesi öğrencileri 6 yıl boyunca, onlarca farklı
uzmanlık alanında dersler alırlar, iç hastalıkları, kadın hastalıkları, çocuk hastalıkları vb ve 6. Yılın sonunda sadece bir bölümü seçer ve o konu üzerine uzmanlaşırlar. Madem tek bölümde uzmanlaşılacak neden tüm uzmanlıklar ayrı ayrı gösteriliyor. Bunun çok basit bir cevabı var; ‘doktor gibi düşünmeyi sağlayabilmek’. Herhangi bir hastalığın nedenlerini, sebeplerini ayrıntılı olarak düşünebilmek ve teşhis koyabilmek için değil mi? Bu düşünceyi tüm üniversite bölümlerine uygulamak bence mümkün. İşte bu iş ne işimize yarayacak, ben zaten şunu seçeceğim bu dersi niye görüyorum diye düşünmemek lazım. Okumaya devam et “Öğrenciyken Farklılık Yaratmak”
Yaklaşık 1,5 yıl önce aklıma düşen bir organizasyon fikri yaklaşık 2 gün sonra gerçekleşmiş olacak.
Sosyal medya içinde nefes alan bir kullanıcı, bir blog yazarı, bir İzmir Ekonomi Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla ilişkiler ve Reklamcılık Bölümü öğrencisi, hepsinden öte bir ‘iletişimci’ olarak benim bu mecraya uzak kalmam düşünülemezdi. Ama bununla birlikte hep buranın tanıtılmasına az da olsa katkı sağlamak, daha fazla kişiye daha doğrusu daha fazla iletişim fakültesi öğrencisi tarafından bilinmesine katkıda bulunmak için zaman zaman küçük etkinlikler yapmayı amaçlıyordum ama bu sene başında etkinlik hedefimi büyütüp bölüm başkanlarım ve dekanıma sunmamın ardından çok güzel bir yola adım atmış olduk. Bu noktada bölümüzün organizasyon ekibi olan Şapka Takımı ile yollarımızı birleştirdik ve ortaya değerli katılımcıların konuşmacı olarak katılmayı kabul ettikleri ‘Sosyal Medya Uygarlığında Pazarlama İletişimi’ söylesi programı çıktı. Etkinlik Programımız şu şekilde olacak;
Başlama saati: 09.00 – Bitiş saati: 18.00
*****
09.30-10.00 Kuru Kahveci Mehmet Efendi Sabah Kahvesi
10.00-10.15 Açılış Konuşmaları
*****
10.15-10.55 Dost Karaahmetli Shift İstanbul CEO
10.55-11.35 Ömer Ekinci Vodera, Desnet, Quizy.me, 2009 Yılın Genç Girişimcisi – ‘Facebook’u Bir Türk Kurmuş Olsaydı’
11.35-11.45 (Firuz Catering)
11.45-12.25 Sinan Ata Girişimci, ComTalks.com – ‘İnternet Reklamcılığı’
12.25-13.05 Sevil Mert Sigortam.net Genel Müdür Yardımcısı – ‘’Müşteri neredeyse CRM orada”
13.10- 14.10 Öğle yemeği
14.15-14.55 Fatmanur Erdoğan kariyeryolculugu.com – “Sizin Hikayeniz Nedir?”
14.55- 15.35 Çiğdem Özkan Değişim Grup Genel Müdürü – ‘Arama Motorlarının Sosyal Medyadaki Yeri’
15.35 – 16.15 (Pizza Tomato Arası)
16.15 – 17.45 Ercüment Büyükşener Hayal Akademisi, Zarakol 2.0 & Necla Zarakol Zarakol İletişim Ajans Başkanı
17.45 – 18.00 Kapanış
Ben kendi adıma çok güzel ve verimli geçicek bir organizayon olacağına inanıyorum. Belki tek günlük bir organizasyon olacak ama biz yaklaşık 15 kişilik bir ekiple yaklışık bir aydır bu gün için çalışıyoruz. Eğer sizler de sosyal medya’ya meraklıysaynız ya da bu konuşmacıların herhangi biriyle tanışmak istiyorsanız Cuma Günü İzmir Ekonomi Üniversitesine davetlisiniz demektir.
Son olarak, öncelikle fikrimi benimseyip destek olan Sevgili Hocalarım Ebru Uzunoğlu ve Sema Misci Kip’e, Değerli bölüm asistanlarımız Esin Sayın ve Burcu Yaman’a son olarak İzmir Ekonomi Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü Şapka Takımı 2010-2011 yılı ekibi üyelerine ve beni kırmayıp davetime icabet etmeyi kabul eden sevgili konuşmacılara huzurlarınızda teşekkürlerimi sunuyorum. Hepiniz sağ olun, var olun.
Üniversite eğitimi bireyin eğitim hayatında ki en önemli dönemlerin başında geliyor. Çünkü genellikle bireylerin hayatlarını devam ettirecekleri meslekler hakkında kendilerinin geliştirdikleri eğitim buralarda veriliyor. Ama okulda ki teknik bilgi eğitimi ile sektörel olarak dışarıda uygulanan teorikler arasında kısmı farklılıklar oluşuyor. Tabi ki bu noktada öğrenci milletinin insanları her zaman eğitim aldıkları okulları ya da onlara ders veren hocaları suçluyorlar. ‘Bunlar bize okulda öğretilmedi ki.’. Evet emin olmak gerekir ki birçok farklı derste alınan 4-5 yıllık bir eğitim içinde hem müfredat içi hem de dışarıdaki her an gelişen sektörünüz ile ilgili her şeyin bize/size öğretilmesi mümkün değil. Bu noktada bizlerin elini taşın altına elini sokması gerekmekte. Kısacası her şeyi devletten beklememek lazım.
Ama okulun da bir görevi olarak eğitimini üstlendiği öğrencilerin sektör ile entegresini sağlamak, işin mutfağında neler olup bitiyor diye göstermek, bir nevi mezuniyet sonrasına gençleri hazırlamak olmalı.
Bizde bu doğrultuda geçtiğimiz hafta içinde İzmir’den İstanbul’a Medya Gezisi adı altında bir teknik gezi düzenledik. Bu gezi bizim gibi Halkla ilişkiler ve Reklamcılık bölümü öğrencileri için bence çok faydalı geçti. Çünkü eğitimini aldığımız Halkla ilişkiler/Reklamcılık ve Pazarlama gibi iletişim bilimlerinin şuan mutfak bölümünde yer alan çok etkin kişiyle aynı masada oturma, otururken de sektörlerin geçmişi/şu anı ve geleceğiyle ilgili çok güzel sohbetler yaptık.
İlk günün durağı olarak bizim için mabet sayılabilecek bir yere misafir olduk. Reklamcılar Derneği ve Reklamcılık Vakfı adına bizi ağırlayan Sevgili Ömür Hanım, Fisun Hanım ve ve Publicis Yorum’dan Meltem Vardar ile çok güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Bu adres ilerisi için Relamcı olmayı ya da kendini bu alanda geliştirmek isteyen arkadaşlarımız için iyi bir başlangıçtı. Reklamcılık sektörünün geçmişi/şuanı ve geleceği ile ilgili, bu dernekten ve vakıftan nasıl faydalanabileceğimiz hakkında, sektörde yapılan yarışmalar ve ülkemizin uluslararası reklamcılık alanındaki yeri hakkında çok verimli bir sohbet gerçekleştirdik. Belirtmeliyim ki; Sohbetimiz ikram edilen kurabiyelerden daha tatlıydı 🙂
İkinci günde ilk önce MARKOM LEO BURNETT ofisinde Özgün Özkalay’ın ardından ise ZARAKOL İLETİŞİM HİZMETLERİ’nde usta isim Necla Zarakol’un ofisinde misafiri olduk. Markom Reklamcılığın önemini vurgularken Zarakol iletişim Halkla ilişkilerin önemini vurguladı. Ama Necla Hanım yılların tecrübesi ile daha etkiliydi ki ileride Reklamcı olmayı düşünen bazı arkadaşların bu fikirlerini tekrardan düşünmelerini sağladı. 🙂 Her ne olursa olsun her iki adreste de bizim için yapılan sohbetin tadı tarif edilemez, öğrendiğimiz bilgilere paha biçilemez. Ev sahipliği için her iki tarafa ve Zarakol’da Necla Hanım’ın yanında çalışan okulumuz mezunlarından Zeynep Yüksel’e çok teşekkür ederim. Okumaya devam et “Üniversitelerde ‘teknik geziler’ genelde yararlı olur…”