Son dönemlerin en çok tartışılan konularından biri Yerli Üretim kavramı ve logosunun hayatımıza girmesi oldu. Sektörel anlamda en çok tartışılan konu logonun ve yerli üretim kavramının yeterli olmadığı noktasında oldu. Geçtiğimiz dönemde kullanılan Yerli Malı kavramının içindeki “mal” kelimesinin yerine “üretim” kelimesi gelince ister istemez eski ağırlık ortadan kalktı, özellikle halkın zihninde yer etmesi beklenen vurgu bence de verilemedi. Diğer taraftan üretim kelimesi “yerli” ile buluşunca mevcut pazarlarda uçsuz bucaksız bir ürün gamı oluşturdu. Olay söyle ki adı Osmancık olan bir pirinç ithal edilerek ülkeye sokulup satılırken (ben Osmancık Kaymakamlığı, Belediyesi varsa Ticaret odası ya da Çorum Valiliği yerinde olsam bu tip ürünlerde Osmancık adını kullandırtmam), Coca-Cola, Nutella, Renault vb. gibi markaların ürünleri ülkemizde fabrikaları bulunup, burada üretilip, piyasaya sürüldükleri için “Yerli Üretim” kavramının muğlaklığında “yerli” oluverdiler. Geçmişte hem Coca-Cola hem de Nutella markalarıyla çalışmış bir iletişimci olarak bu noktada yanlış anlaşılmak istemem, bu markaların ülkemize, insanımıza vb. yaptığı katkı ve fayda kesinlikle göz ardı edilemez ama acaba halkımızın ya da siyasal otoritenin her ortamda dile getirdiği “yerli üretim” kavramından kastı tam olarak bu muydu? Bence değildi, olmamalıydı. Burada ürünlerde aranılan özellik bence yerlilikten çok millilik olmalıydı sanki. Yerli tohumlarla gerçekten Osmancıkta ekilip, üretilmiş ve satılan Osmancık pirinci gibi, üretimi kadar sermayesi de yerli olan otomobil gibi, üretimi ve sermayesi yerli ve milli olduğu kadar içindeki tüm detayların, yazılımların da yerli olduğu beyaz eşyalar gibi.. Vb.
Biliyorum ben çok şey istedim.
Hazır yazılmış yazılım varken, hazır üretilmiş çip varken niye yeniden, sıfırdan üreteceksin ki?
Cevabı bence hepimiz biliyoruz.
Neyse konuyu çok dağıtmak istemiyorum, Yerli Malı, Yerli Üretim tartışmaları bir süre daha devam eder muhtemelen, ama bu konuya bence en güzel cevaplardan birini öğrenciliğimden bugüne sadece sosyal medya üzerinde takip ederek bile çok şeyler öğrendiğimi düşündüğüm Hüseyin Altunbaş Hocamız Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı bir kampanya üzerinden vermiş.