Twitterda En Çok Takip Edilen Gazeteciler

Twitterda En Cok Takip Edilen GazetecilerBugün gazetecilerin twitterdaki takipçi sayılarıyla ilgili bir listeye ihtiyacım oldu. İnternette aradım ama ne adam akıllı ne de güncel bir listeye ulaşabildim. Durum böyle olunca gerek kendi takip ettiğim gerekse takip etmediğim ama etkin olduklarını bildiğim gazetecilerden bir, “Twitterda En Çok Takip Edilen Gazeteciler” listesi oluşturdum. Eğer benim ihtiyacım olduysa başkalarının da ihtiyacı olacaktır diye düşündüğüm için buradan sizlerle paylaşmak istedim. Umarım işinize yarar.  Okumaya devam et “Twitterda En Çok Takip Edilen Gazeteciler”

Facebook’ta ‘Diğer Mesajlar’ınızı Hiç Kontrol Ediyor musunuz?

Bu yazım benim yazı konularımın dışında bir konuda olacak ama üzerine dikkat çekmek istedim. Çünkü çoğu facebook kullanıcısı hala bu özelliği farketmiş değil. Facebook’da sizin arkadaşınız olmayan birisinin size attığı/gönderdiği mesaj direk olarak mesaj kutunuza düşmek yerine, Mesajlar bölümündeki Diğer başlığı altındaki Diğer Mesajlar bölümüne gelmektedir. Ama bir çok kullanıcı bu mesajları çoğu zaman bu bölümü kontrol etmediği hatta bu bölümün ne olduğunu bile bilmediği için görmemektedir. Bu da hem size mesaj atan (arkadaş listenizde olmayıp size bir şey danışmak/söylemek isteyen) insanları hem de facebook üzerinde sayfa yöneticiliği yapan ve kullanıcıyla iletişime geçmek zorunda olan sayfa moderatörlerini zor durumda bırakmaktadır. O yüzden arada bir de olsa bu bölümü kontrol etmeniz size fayda sağlayacaktır. Emin olun kimi zaman size aylarca önce atılmış mesajları görmeniz sizi şaşırtacaktır bile!

Blog Kürede 4 sene…

Öyle anlatılacak çok ahamlı şahamlı bir hikayesi yok geçen 4 yılın. Yaklaşık olarak 2005’de forum/sözlük siteleriyle başlayan bir internet hayatı, sonrasında ‘benim dünya’da söyleyecek sözlerim var’ düşüncesiyle blog yazarlığına dönüştü. Hayatım boyunca hiçbir konuda aşırıya kaçmadım aynı blog kürede laf olsun diye laf söylememek konusunda yaptığım gibi. Burada yazdığım sözlerime dünyevi hırslarımı dahil etmemeye çalıştım. Burası benim kendi gazetemde, kendi köşemdi en başyazarından en çok keyif alarak yazdığım.

Self Branding As A Blogger’ yani ‘Blog Yazarı Olarak Bireysel Markalama’ diye bir sunum hazırlayıp çeşitli yerlerde sunmuştum. Orada yazılan bazı şeyler gibi belki de misyonuyla, vizyonuyla vb. yapılması gereken bir iş blog yazarlığı. Ben bu özeni gösteremediğim için blogumdan özür diliyorum.  Ama yine de yüzlerce blog yazarı arkadaşının olması, şimdiye kadar 1,5 milyona yakın ve 100 farklı ülkeden misafirleri burada ağırlamak, yazdığım bir yazı ile hiç tanımadığım kişiler ile iletişim kurabilmek, kendimce İzmir Blog Yazarları adı altında bir oluşuma fayda sağlamaya çalışmak, şimdiye kadar onlarca güzel insanı blogosfere kazandırabilmek, belki de blog yazarlığı ile başlayan sosyal medya yaşantısı ile şu andaki işimde çalışıyor olmam inanın çok güzel.

Buradan sonrasında bazı blog yazarları dostlarımın blog yazarlığı konusundaki görüşlerine yer vereceğim. Ama öncelikle onlara sorduğum sorulara kendim cevap vermeye çalışacağım;

          Blog Yazarlığına Nasıl Başladım? Blog yazarlığına başlamam biraz ittirme ile oldu, forumlarda ve sözlüklerde vakit öldürürken bir akşam Sevgili Sinan Ata; ‘Usta bırak bu işleri, bak bu sana hediyem olsun’ diyerek ‘erdalerdogdu.com’ domainini alıp hediye etti işte o günden bugüne 4 yıl geçti.

          Blog Yazarlığı Bana Neler Kattı? Bu vesileyle çok güzel insanlarla tanıştım, kendimi geliştirmeye çalıştım ama ilk başlarda yazdığım baksanıza 4 yıl önce ‘Blogger, bloggerın külüne muhtaçtır’ diye yazdığım yazıda neler yazmışım. Ama blog yazarlığı her şeyden öte bana çok iyi dostlar kazandırdı. İnternet üzerinde doğru olduğuna inandığım bir isim markalaması yapma fırsatı verdi, ‘dünya’ya söylenmek üzere içimde duran kelimelerimi özgürce söylememe vesile oldu’.

          Bugün olsa blog yazarlığına neden başlardım? Şu anki şartlar çok verimli bunun için, internet her evde var, blog alt yapısı sağlayan çok iyi sistemler var, ücretsiz olarak bu işi yapmak çok kolay, düşüncelerinizi insanlara ulaştırmak ve sizinle aynı düşünce de olan ya da olmayan insanlarla bir şeyler paylaşmak, hepsini geçelim ‘benim de sözlerim var  ve artık içimde tutmak istemiyorum’ düşünceleriyle  bugün olsa yine blog yazarlığına hiç düşünmeden başlardım.  

Şimdi sıra benim bloglarını okumakla tanımaya başladığım sonrasında ise; birebir tanıştığım sevdiğim saydığım bazı büyüklerimin görüşlerini paylaşacağım; Okumaya devam et “Blog Kürede 4 sene…”

Efsaneol.com Beta Sürümüyle Hizmetinizde

İnternet sektöründe oyunların yeri her zaman farklı olmuştur kanımca. Daha doğrusu oyunlar bilgisayar hayatının vazgeçilmez gerçekleri arasındadır dersem daha doğru olur.  Bu doğrultuda uzun süredir beklediğim, arada bir Proje Yöneticisi Sinan Ata ile gidişat hakkında konuşmalar yaptığım daha 10 dakika önce açılmış sımsıcak bir oyun tanıtacağım size.  Efsaneol.com Az önce FF üzerinde oyunun Beta olarak açıldığını AtaGames.com feedinden gördüm ve bir an bile tereddüt etmeden oyuna girip oynamaya başladım.

Efsaneol.com hayatımızın en popüler sporu ve eğlencesi olan futbol üzerine kurgulanmış bir oyun. Üye olduktan (facebook hesabınız ile de giriş yapabilirsiniz) sonra hemen takımınızı kurup başlıyorsunuz yeşil sahaların tozunu attırmaya. Sistem size bir takım, bir antrenör, kendi kurduğunuz bir stat, bir doktor, bir finans sorumlusu ve bir gözlemci veriyor. Sistem basit iyi takım kur, iyi menajerlik yap ve kazan.  

Bu oyunun diğer bir özelliği de benim bildiğim kadarıyla TV’de reklamları dönecek ya da TRT de reklamları dönecek olan ilk internet bazlı bilgisayar oyunu olması. Tabi bu noktada TRT’nin bu projenin ortaklarından biri olduğunu da söylemeliyim.

Neyse ben lafı fazla uzatmadan oyunuma kaldığım yerden devam etmek istiyorum. Ben kurduğum takıma eski bir lisanslı sporcu olarak idman ve mania kelimelerini birleştirerek idmania diye bir isim uydurdum eğer içinizde meydan okuyacak olanlarınız varsa bekleriz efenim.

Son olarak Sinan Ata ve AtaGames’e çıktıkları bu yolda başarılar dilerim, umuyorum hedefledikleri yerlere gelmeleri onlar için güzel bir şekilde gerçekleşir.

Hadi Facebookta sahte hesap açıp, oyun oynayalım!

Geçen akşam facebook üzerinden kaydolurken verdiğim eski mail adresimde arkadaşlarını bul özelliği üzerinden bir arkadaş aratması yaptım, arkadaş olarak birbirimizi eklemediğimiz kişileri buldum, kimler beni silmiş onları gördüm ama en garibi aynı arkadaşımın sahip olduğu 4-5 mail adresiyle de facebook üyesi olduğunu görmemdi. Üşenmedim hepsine tek tek baktım, sadece bir profil resmi (gerçek resim değil) ve sahte bir isim. Şimdi düşünüyorum aynı kişi facebook a niye 4 ya da 5 tane farklı hesap açar ki?

Sonra inceden düşündüm, birçok arkadaşım günde yaklaşık olarak 10 saatlerini facebook içerisinde geçiriyorlar, oyunlara dalmışlar, herkes farklı farklı oyunlar oynuyor, video izliyorlar, fotoğraflara yorum yazıyorlar, gruplara üye oluyorlar vb vb vb…

Hem internet üzerine projeler geliştirmeye çalışan hem de bir halkla ilişkiler/pazarlama/reklamcılık öğrencisi olarak benim için bu çok iyi bir durum aslında. Çünkü onlar böyle internet ya da kısacası facebookkolik oldukça benim ileride bu mecralardan para kazanma ihtimalim artıyor aynı şu an on binlerce insanın 4-5 tane hesap açıp oyun oynamak arkadaşlarını geçmek için hırs yapmış insanlar üzerinden para kazandığı gibi!

Bazen gerçekten ağlanacak halimize gülüyorum.  Acaba o arkadaşlara ders çalışmak lazım, araştırma yapmak lazım, kişisel gelişime önem vermek lazım desem. Hadi bunları geçeyim oyun oynayıp – fotoğraflara yorum yazıp internette zaman öldüreceğinize, internet üzerinde blog yazıp internette içerik yaratsanız, bir ihtimal bloglarınız üzerinden para kazansanız ya da facebook üzerinden hizmet yapan ajanslar ile irtibata geçip kontördür/basit ürünlerdir vb hediyeler kazansanız desem acaba internete/facebook’a bu kadar vakit ayırırlar mı?

İnanın bunu da hiç sanmıyorum.

Okumaya devam et “Hadi Facebookta sahte hesap açıp, oyun oynayalım!”

Blogosfere yeni transferler ve Blog tanıtımı

Burda bir blog var uzağımda, bu blog benim blogumdur, yazmasam da, güncellemesem de bu blog benim blogumdur.

Artık eskisi gibi yazamıyorum buraya, belki içimden gelmiyor, belki de yazacak konu bulamıyorum. Ama her ne kadar ben blog yazmaktan uzaklaşsam da blogosfere yapılan yeni katılımlar beni her zaman heyecanlandırıyor.

Bu vesileyle sizlere son zamanlarda blog yazmaya başlayan bazı arkadaşlarımı tanıtmak istiyorum. Ben onların çok güzel yazılar yazacaklarına, çok güzel kitlelere ulaşacaklarına can’ı gönülden inanıyorum. Umuyorum ki bu konuda yanılmam.

İlk bloglarımızın yazarları benim liseden kardeşlerim, H. Bekir Altuntel, Ali Hulusi Ölmez ve Yusuf Güleç. Ben bu arkadaşların bilgi ve becerilerine, bu işe girişlerinde ki samimiyete güveniyorum. Zaten onlar bu işin yabancısı değiller. Hacı Bekir şu an Yıldız Teknik Bil. Müh. okuyor, daha önce Konya Selçuk’ta Bilgisayar Programcılığı okudu. Ali ile  Yusuf  birlikte yine Konya Selçuk Üniversitesinde Bilg. Programcılığı okudular. Şu an aktif olarak farklı firmalarda Programcılık ve destek işleri ile uğrasıyorlar, ortak olarak Green Yazılımda firmalara ve kişilere websel çözümler üretiyorlar. Ben bu 3 kardeşime de blogosferde iyi bloglamalar diliyorum.

Malumunuzdur İzmir İçinde Likemind İzmir Buluşmaları diye bir organizasyon düzenliyoruz. Buraya gelen bir çok kişi internete, sosyal medyaya meraklı kişiler. Geçtiğimiz günler içinde Likemind İzmir katılımcılarından Sevgili Özge Demirsoy’un Likemind İzmir koordinatörlerinden ve iyi bir blog yazarı olan Sevgili Mümin Erakbaş’tan etkilenerek blog yazarı olma kararı aldığını ve blogunu açıp ilk yazısı nı yayınladığını duydum ve çok sevindim. Umuyorum ki o da çok güzel yazılar yazarak güzel kitlelere düşüncelerini ulaştırabilir. Ona da bu konuda başarılar diliyorum.

Ben bundan kısa bir süre önce bir gezi blogu açtım. Adını ‘ Erdal’la Geziyorum ‘ koydum. Ama bu blogumun tanıtımını yapmamıştım. Saolsunlar eşimiz dostumuz duymuş, girmiş, yazılarımızı okumuş ve çeşitli duyurumlarda bulunmuşlar. (bknz: Deniz Akın ) Bu blog içinde ben gidip gördüğüm, görüp beğendiğim ya da beğenmediğim yerleri yazıyorum. Aslında laf aramızda çok yazmıyorum ama orayla ilgili çok yakında bir adres değişikliği olacak, o zaman ben de düzenli yazmaya başlarım.

Size son tanıtmak istediğim bloğun başlığı ise, Tokalarım. Bu blog ile benim tanışma zamanım bu eğitim senesi başında Medya Hukuku dersime Tanju Oktay Yaşar Hocamızın gelmesi ile oldu. Çünkü bu blogun yazarı kendisi. Bu blogun açıklama yazısında şu şekilde bir cümle var; ‘Hani hep duyarız ya: “Kafana hiç bir şey takma… Tokadan başka…” diye. İşte bu sitede, kafalarınıza takabileceğiniz bazı tokaları sizlerle paylaşmak istedim. Gerçekten hocamızın da dediği gibi olmuş. Okumaktan sıkılmayacağınız, okuduklarınızın sizin ufkunuzda güzel baloncuklar açacağına inandığım bu bloğu da sizlere tavsiye ediyor ve bu yazımı burada sonlandırıyorum.

İyi okumalar…

Yeniden Hello World

Bundan bir önceki yazımın tarihine baktığınızda tam iki ay öncesini göstermekte. Eminim ki blogumu ziyaret eden birçok kişi artık o yazıları görmekten sıkıldı. Evet, iki aydır yazmıyordum, belki birkaç ay daha yazmayacaktım ama bu dönem içinde tekrardan yazmam için birçok dilek aldım, Sevgili dostum Sinan tarafından isteğim dışında bir tema hazırlandı, sırf tekrardan bıdı bıdı yapayım diye! Herkese çok ama çok teşekkür ederim.

 

Ki mi zaman oluyormuş demek ben de yeni öğrendim; ‘Dünya’ya söyleyecek sözlerim var’ diyen insanların bile sözleri bitiyor, dilleri lal oluyormuş. İki ay sonra kürkçü dükkanıma geri döndüm, merak etmeyin bundan sonra yazı yazmaya devam edeceğim ama bir değişiklik olacak yazılarımda, bundan sonra aşk yok, meşk yok, müzik yok, gitar yok, yemek tarifi eklemek yok, kısacası bundan sonra geyik yapmayı bırakıyoruz.

 

 Peki, ne var derseniz; pazarlama, halkla ilişkiler, reklamcılık, medya ve iletişimle ilgili yani üzerine eğitim aldığım konular hakkındaki yazılarım olacak. Yani sizin anlayacağınız artık buralar tatsız tuzsuz olacak ama eminim daha güzel olacak(aramızda kalsın arada bir güncel konulara da değiniriz merak etmeyin). Şu an okuduğunuz yazı blogumda ki birçok kategori için son yazı olacak, bu iki aylık dönemde yaklaşık 200 adet yazıyı sildim blogumdan. Ama bazılarına kıyamadım, kıyamamamın sebebi ise tamamı ile yazıların güzelliğinden çok, çok güzel insanlar tarafından yazılmış yorumları içermeleri. O yorumlar silinmesin diye yazıları da maalesef kaldıramadım. Evet, bugün blog için bir dönüm noktası, aynı benim gibi. Bugüne kadar blogum üzerinden bana ulaşan herkese istekleri doğrultusunda elimden geldiğince yardım etmeye çalıştım. Onlarca teze yardım ettim, çok güzel toplantılara davet edildim ve bunları aslında eğitimi aldığım sektör hakkında pek emek harcamazken yaptım. Bundan sonra tamamen kendi sektörüm hakkında bilgi ve becerilerimi paylaşmaya çalışacağım ve bu doğrultuda tekrardan, elimden geldiğince insanlara yardım etmeye devam edeceğim, umuyorum ki blogum öyle bir hal alır ve kişiler bana bir şey sormadan bu platform üzerinden aradıkları bilgilere ulaşabilirler.

 

WordPress ile blog açtığınızda ilk yazı olarak, Hello World! Yazısı tamamen deneme amaçlı otomatik olarak sisteme atılır ve ana sayfada görülür, ben de bu yazıma ‘Yeniden Hello World’ başlığını uygun gördüm, umuyorum gerçekten yeni bir başlangıç olsun diye.

 

Herkese şimdiden hoş bulduk diyor, saygı ve selamlarımı sunuyorum…

5. EGE (erkek) BLOG YAZARLARI TOPLANTISI

Malumunuz uzun süredi basbas bağırıyoruz, İzmirli blog yazarları toplanacak diye, akabinde ismimizi EGE BLOG YAZARLARI olarak değiştirdik bence bu isim bundan sonra bu şekilde kalmalı. Bugün bu buluşma gerçekleşti. Tam 10 kişi olduk, güzel ve sıcak bir sohbet ortamı gerçekleşti, gözlerimiz her ne kadar bu buluşmalarla özdeşleşmiş arkadaşlarımızı arasa da sağlık olsun. Gelenlerin ayaklarına sağlık. Öyle yine çok fazla sektör konuşulmadı, öyle projeler havada filan uçuşmadı ama çaylar içildi tostlar yenildi ve Türkü Kafe isminden korkup gelmeyen arkadaşlara inat bu mekanda anca bizim istediğimizde 1-2 tane popüler türkü çalındı. Ben istediğim ortamı buldum, bence güzeldi, çok güzel arkadaşlarla tanıştım, çok sıcak muhabbetler kurduk. Ne diyelim darısı gelecek buluşmalarımızın başına. Buluşmaya katılan arkadaşları saymak gerekirse;

Mümin ERAKBAŞ blog.erakbas.com

Mustafa TÜRKSAVAŞ mustafaturksavas.com

Suphi Özgür CANKURT ozgurcankurt.org

Erhan YERLİ erhanyrl.blogcu.com

Deniz GÜR biblok.com

Cihan ÇAVUŞOĞLU muhibbiler.com

Yusuf GÜZEL cos90.com

Barış AKBALI kalemkurusu.com

Talat Aydın ŞEN mecaziyasam.com

(Talat ve ben fotoğrafya yokuz malesef)

Gerçekten gelen tüm arkadaşlara kendi adıma çok ama çok teşekkür ederim. Bundan sonra irtibatı koparmayalım. Az kişi yada çok kişi kafamıza estikçe yapalım böyle toplantılar. Hepinize saygı ve selamlarımı sunuyorum

Beşinci Ege Blog Yazarları Buluşması

Beşinci Ege Blog Yazarları Buluşması 10 Mayıs tarihinde saat 14 .00 – 18.00 arasında Bornova KüçükPark civarındaki Türkü Kafe adlı mekanda yapılacaktır. İzmir ve civarındaki tüm blog yazarı arkadaşları o gün orada görmek bizim için gerçekten çok ama çok güzel olacak.

Bu buluşmanın karar aşamasında ilk önce tarih akabinde mekan konusunda bazı sorunlar yaşandı. Ama Bornova İzmir içinde ulaşımı kolay olan yerlerden biri, mekana gelince garantisi biziz 🙂 Eğer küçükpark ve civarını biliyorsanız, emin olun en rahat sohbet edilecek yerlerden birini seçtiğimize inanınıyoruz. Kafenin fotoğraflarını da çekip şuraya koyduk. Arzu eden bakabilir.

Kafenin yerini bilmeyenler için bir kroki hazırladım. Bornova Metro istasyonundan kırmızı çizgileri takip ederek gelebilirsiniz. Yok ben bulamam, kaybolurum derseniz de bir telefon kadar yakınız.(Resmin üzerine tıklayarak büyütebilirsiniz.)

 

Social media & sharing icons powered by UltimatelySocial