Erkan OĞUR

erkan oğursize öyle bir isim söylesinler ki yaptığı işin yalnızca Türkiye’de değil dünya çapında en büyük isimlerinden biri olsun.İşte benimde size müzik camiasından vereceğim bir isim var bu konuda.Erkan oğur

erkan oğur ismail hakkı demirci–zeynebim  

(benim en sevdiğim türkülerin başında geliyor muhakkak dinleyin)

Okumaya devam et “Erkan OĞUR”

patlıcanlı börek…

benim üniversitede duygu diye bir arkadaşım vardı,bide onun olcay hanım teyze diye bir annesi vardı…bu olcay hanım teyzem fırsta buldukça haftasonları duyguyla birlikte işte evde yaptığı kek,börek ..vb..seyleri bizlere yollardı,bizde hiç affetmez afiyetle yerdik 🙂

olcay hanım teyzemizin fiks menüsü içinde benim en sevdiğim mamül patlıcanlı börekti,ellerine sağlık inşallah tekrardan yemek nasip olur maşallah çok güzel yapardı.bugünde onun için size yine oktay ustamızdan patlıcanlı börek tarifi vercem burda ama bu börek biraz simitimsi  🙂

neyse haydi kolay gelsin şimdiden afiyet olsun…tarif aşağıda 🙂

Okumaya devam et “patlıcanlı börek…”

osmanlı’da halkla ilişkiler…

evet arkadaşlar ne yazık ki ülkemizde yazılan halkla ilişkilerle ilgili kitapların tümü halkla ilişkilerin tarihini amerika halkla ilişkiler tarihiyle ele alırlar.acaba biz türkler olarak bu bilime ne gibi katkılar yaptık,bizim ne gibi katkılarımız var…vb… sorularını pek sormazlar, yüzeysel olarak türklerde devlet yöneticileri ve  halk arasındaki dialog çok iyiydi,diğer devletlerle ilişkiler gayet başarılıydı,padişahlar gercekten çok iyi halkla ilişkiler uzmanlarıydı diye bazı cümlelerle geçiştirilip gider bu konu…

Okumaya devam et “osmanlı’da halkla ilişkiler…”

Kamu yönetiminde halkla ilişkiler açısından manzara’ı umumiye

Trakya Üniversitesi Çerkezköy M.Y.O ‘da okurken 2.yılın sonunda okul bitirme ödevi olarak ilerde gerçekten aktif ve etkin görev almak istediğim kamu kuruluşları hakkında bir araştırma ödevini hazırlamak istemiştim. Bunun sonucunda da ‘kamu kuruluşlarında halkla ilişkiler’ adlı ödevi aldım. İlk başlarda kısır bir döngü halinde beni çok zorlayan,  daha sonraları ise benim için bir zevk haline dönüşen çalışmamda Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr Metin Kazancı hocamızın ‘Kamu ve Özel kesimde Halkla İlişkiler’ adlı kitabının çok büyük katkıları oldu. Birgün inşallah Ankara’da hocamızın derslerine girmekte nasip olur.. Hocamız bu kitapta Türk ve dünya halkla ilişkilerini ele almakla birlikte Türkiye de halkla ilişkileri tam anlamıyla bıçak altına yatırmış özel ve kamuda yapılan faaliyetleri karşılastırmış, yapılan yanlışları ve olması gereken doğruları çok iyi işlemiş. Metin Kazancı hocamızın bu muhteşem çalışmalarının devamını diliyorum.. Bu kitabın son bölümlerinde ilgilimi çeken ve konumla ilgili olan bir yazı vardı ben sizinle asıl olarak bu yazıyı paylaşmak istiyorum…

Okumaya devam et “Kamu yönetiminde halkla ilişkiler açısından manzara’ı umumiye”

Ahmet Enes ile ‘sıradan’ bir röportaj…

Evet arkadaşlar; nasılsınız bakalım?

Benim uzun süredir bir planım vardı, ama olur ya da olmaz diye düşünmelerdeydim. Ama nasipte varmış demek ki sonunda oldu. Benim çevremde olan birçok kişi sayemde Radyo7’nin genç ve yakışıklı programcılarından olan Ahmet Enes’i ve Ahmet Enes’in sunduğu ‘ Ahmet Enes’le sıradan’ adlı programı tanıdı. Ahmet  ile benim diyalogum 2000 yılında aynı sitede oturmaya başlamamızla başladı, ilk başlarda belki birbirimizi sevmiyorduk ama 🙂 daha sonra benimde gitarla uğraşmamla birlikte muhabbetimiz arttı ve bugünlere kadar geldi. Ve geçtiğimiz günlerde Ahmet Enes’e kendi adıma www.erdalerdogdu.com adlı bir blog açtığımı ve bu blog için onunla küçük bir röportaj yapmak istediğimi söyledim sağ olsun o’da beni kırmadı…

Şimdi    röportajımıza geçelim;

Okumaya devam et “Ahmet Enes ile ‘sıradan’ bir röportaj…”

Halkla ilişkilerde lisans önlisans farkı, halkla ilişkilerde reklamcılık mı yoksa tanıtım mı?

Bugun halkla ilişkiler iletişim platformu sitesinde dolaşırken Genç PR’ciler bölümünde yukarıdaki başlığa yakın bir başlıkta ve Erdemir Anadolu Lisesi Sosyal Bilimler Bölümü öğrencisi ve geleceğin halkla ilişkiler yöneticisi Kaan Öztamur imzasıyla bir yazıyla karşılaştım ve okudum.

Bende 2yıl önlisans okudum ve bu seneden sonra lisans eğitimime Halkla ilişkiler ve Reklamcılık eğitimi alarak devam edeceğim. Yazıyı okudugumda bir lise ögrencisinin bölümlerimiz hakkında yaptığı güzel yorumlarla karşılastım. Gercekten dedikleri doğruydu. Bu yüzden Kaan’a burdan tesekkür ederim, umarım dilekleri tek tek gerçekleşir…

Şimdi yazıyı sizlerle paylaşıyorum; Kaan Öztamur demiş ki;

Halkla ilişkilerde lisans ve önlisans ayrımı. Reklamcılık ve Tanıtım bölümlerinin farkı.

Programın Amacı
—————————
Halkla ilişkiler programının amacı, gerek kamu, gerekse özel sektör kuruluşlarının halkla ilişkiler, reklam ve tanıtım birimlerinde çalışacak nitelikli elemanları yetiştirmektir.
Programda Okutulan Belli Başlı Dersler
Halkla ilişkiler programının ilk iki yılında sosyoloji, psikoloji, siyaset bilimleri, ekonomi, hukuk ve istatistik gibi temel dersler okutulmaktadır. Daha sonraki yıllarda reklamcılık, fotoğrafçılık, iletişim gibi konularda eğitim yapılmaktadır.

Gereken Nitelikler
——————————-
Halkla ilişkiler programına girmek isteyen bir kimsenin sosyal bilimlere ilgili ve bu alanda başarılı, normalin üzerinde bir sözel yeteneğe ve ikna gücüne sahip, girişken, insanlarla etkileşimde bulunmaktan hoşlanan, çevredeki kaynakları seferber edebilen, yaratıcı bir kişi olması gerekir.

Mezunların kazandıkları Unvan ve Yaptıkları İşler
Halkla ilişkiler programını bitirenler çeşitli kurumlarda “”Halkla İlişkiler Elemanı”” olarak görev alırlar. Halkla ilişkiler elemanları çalıştıkları kurumun tanıtımı için broşürler, ilanlar hazırlar, sergi, toplantı, fuar vb. etkinlikleri düzenler ve kurumun çevrede iyi bir görünüm kazanmasına çalışır; kurumla ilgili yayınları derler ve ilgililere iletir.

Çalışma Alanları
———————————
Halkla ilişkiler alanında yetişenler resmi ve özel kuruluşların tanıtım birimlerinde, reklam ve kamuoyu araştırmaları ile ilgili kuruluşlarda görev alabilirler. Halkla ilişkiler programını bitirenler, öğretmenlik meslek bilgisi eğitimi de almış olmak koşulu ile, meslek liselerinin, gazetecilik ve iletişim alanındaki derslerine öğretmen olarak atanabilmektedirler.

Arkadaşlar bu yazıda önlisans programında yazıyor ama işin gerçeği şu ki önlisans programımı mezunlarının iş alanları çok kısıtlı. Bu arada iletişim meslek liselerinde öğretmenlik için önlisans değil lisans mezunu olmanız şart. Pedagojik formasyon derslerini aldıktan sonra öğretmen olarak atanabilirsiniz. Kamuda da çok fazla tercih edilmiyorlar.

(Buradaki tespit cok doğru benimde önlisans okumamdan dolayı işsizlik problemi çeken birçok arkadaşım mevcut ama bunun yanında önlisans okurken kendini geliştiren arkadaşlarım okul bittikten en geç 1 hafta sonra iş buldular ki bunların sayısı da hiç az değil)

——————————————————————-

Gelelim lisans programı mezunlarının iş olanaklarına…

Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nden mezunları, çok geniş bir iş yelpazesinde çalışma olanağı bulabilirler. Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü mezunlarının, halkla ilişkiler ve/veya reklâm ajanslarında, kamu kurum ve kuruluşlarının tanıtım enformasyon veya halkla ilişkiler birimlerinde, özel sektörde yer alan işletmelerin halkla ilişkiler, tanıtım,  pazarlama veya reklamcılık ile ilgili bölümlerinde, medya kuruluşlarının tanıtım birimlerinde, turizm, bankacılık ve bunlara eklenebilecek birçok alanlarda da iş olanaklarına sahiptirler.bunun yanısıra kamu kuruluşlarında 9/1 KADROYLA DEVLET MEMURU statüsünde çalışabilirler.pedagojik formasyon derslerini alan adaylar iletişim meslek liselerinde öğretmenlik yapabilirler.

(Tabi memuriyet konusunda bir sorun yok ama halkla ilişkiler açısından kamu kelimesi geçmişken benim, önlisans eğitimimde okul bitirme ödevim kamu kuruluşlarında halkla ilişkilerdi bu konuda 145 sayfalık bir araştırma ödevi hazırladım ve maalesef Türkiye de kamu’da 1960’larda başlayan halkla ilişkiler faaliyetlerinin halen özde değilde sözde yapıldığı gibi bir durumla karşı karşıya kaldım, ancak bu konuda 2002 den günümüze gerçekten büyük gelişme olduğunu söylemeden edemem)

Halkla ilişkiler ve reklamcılık ile halkla ilişkiler ve tanıtım bölümünün arsındaki en büyük fark iş bulma konusunda ortaya çıkıyor. Benim de tanıdığım birçok özel kuruluş reklamcılık ve halkla ilişkiler mezunlarını tercih ediyor. Bu alanda iş verimi daha yüksek gibi (bende bu yüzden lisans eğitimimde halkla ilişkiler ve reklamcılık bölümünü tercih ettim )

İşte Kaan arkadaşımızın yazdığı yazı bu şekilde bende aralarda paragraflar içine alarak çok fazla olmasa da (yazıyı bozmamak için) kendi yorumlarımı kattım. Kaan’ın tespitleri biraz bana halkla ilişkiler kitaplarından tanıdık gelse de, o eğer şimdiden bu konuda böyle çalışmalar yapıyorsa gerçekten ilerde iyi bir halkla ilişkiler uzmanı olacaktır…

kaynak…

şunlara bir bakalım mı?

bilmiyorum ne kadar takip ediyorsunuz yada ne kadar takip edebiliyorum?

1-dünya borsalarında yaklaşık olarak hafta başında başlayan çalkantı aynı bir deprem gibi tüm dünyayı salladı,deprem benzetmesi bu konularda çok kullanılıyor ama bence cuk oturmus bir tabir.nasıl fay hattı yıllarca dolup bir anda patlıyorsa işte ekonomideki bu dalgalanmalarında bir geçmişi var…(‘Uluslararası yatırım bankası Merrill Lynch, ABD’nin bir numaralı mortgage kredi sağlayıcısı şirketin hisseleriyle ilgili tavsiyesini ‘Al’dan ‘Sat’a düşürünce ABD borsasında başlayan satış dalgası tüm dünyaya yayıldı. ABD borsalarındaki sert düşüşler, Avrupa ve Asya ile birlikte Türkiye’yi de olumsuz etkiliyor. Borsa yüzde 6,79 kayıpla 44 bin 473 puan, dolar ise 1,4 YTL’den kapandı. Borsa öğleden sonra seans içinde yüzde 9’un üzerinde düşüş göstererek 43 bin 291 puana kadar gerilerken, dolar 1,4115 YTL ile mart ayından bu yana en yüksek düzeyini gördü’alıntı )….ve ne yazıkkı dünyada en çok etkilenen borsada imkb 🙁 zaten yıldız kaysa bizim borsamız onun rüzgarından etkileniyor.suanda borsada düsüsler durmus gibi görünsede yeni düsüs dalgaları bekleniyor…

2-dünya felakete adım adım yaklasıyor,küresel ısınma denen şeyi içinizde dikkate alan varmı? ama size bişey demeliyim,bence baya baya kale almalısınız.çünkü bu yadsınamaz bir gerçek,dünya gerçekten çok büyük krizlerle karsı karsı kalacak,yav bir baksak görcez aslında aynı yarım kürelerdeki ülkerlerin kimi kuraklıkla kimi ise sellerle karsı karsıya. ve ülkemizdede basta baskent olmak üzere bircok yer sıkıntıda bunun önlemleri almalıyız en azından kendimize düseni yapmalıyız… artık damlaya damlaya göl olmuyor, damlaya damlaya çöl oluyor 🙁

3-22 temmuzda secimler yapıldı,artık hayırlımı oldu hayırsız mı oldu bilmiyorum ama olan oldu…şimdi sıra cumhurbaskanını secmekte,ülkemizde 5.dönem millet vekilligi yapan,üniversitelerimizde ögretim görevliligi yapmıs,birkaç farklı bakanlıkta bakanlık görevi yapmıs,basbakanlık yapmıs bir isim olan abdullah gül adaylıgını acıkladı,zaten bu isimde belliydi önceden. ama biz yine affedersiniz ama sidik yarısına girdik,çok gecmişe değil 20 yıllık sürece baktığımızda anap iktidardı özal cumhurbaskanı oldu,dogruyol iktidardı demirel c.baskanı oldu şimdi ak parti iktidar ve onun istedigi aday cumhurbaskanı olacaktır ama olamazmıs…illede uzlasmak lazımmıs…kendi içinde uzlasmaya varamayan 2ye 3e bölünmüs olan bir parti bunu istiyomus….

4-dün öss yerlestirme sonucları acıklandı ve ne yazıkki 2500 okul birincimiz acıkta kalmıs,yine binlerce kişi acıkta kalmıs,en basta öss de binlerce kişi sıfır çekmiş aslında varya bizim eğitim sistemimiz çökmüş kimsenin umrunda değil.Atatürk ün bu ülkeyi emanet ettiği türk gençligi yitip gidiyor,harcanıyor ama hiç kimsenin bunlarla ilgilenme isteği yok.biz birbirimizi yiyelim bize yeter… 🙁

5-istanbulda deprem senaryoları yine revacta ki artık buda yadsınamaz bir gercek..tübitak baskanlarından prof.dr naci görür dün cok büyük açıklamalarda bulundu,en fazla 2029 yılına kadar marmara dayanır ve sonra patlar dedi…marmaranın dibi fokur fokur kaynıyor dedi…bu nedemek tahmin ediyosunuz dimi…marmarada bir deprem türkiyenin 7.9 sidetinde kalp krizi gecirip yatalak olması demek..çünkü bu deprem istanbulu yani türkiyenin kalbini direk şokla vuracak…

ne küresel ısınmaya ne deprem gibi doğal afetlere yalnızca takdiri ilahi olarak bakmak ahmaklık…hatta dünya tarihine bakarsanız çeşitli doğal olaylar sonucu yok olmus kavimler,medeniyetler görürsünüz mesela hititler kuraklık sonucu yok olmus. muhakkak Yüce yaradan bizi bunlarla imtehan ediyor olabilir ama biz eski medeniyetler gibi olamayız,bize bunlarla baş edebilecek önlemler alabilecek zekayıda vermiş ve biz eldeki imkanlarla muhtesem teknolojiler üretmişiz…siz zekanızı varın kullanın  bunlardan kurtulun demiş…tabi anlayanlara!

neyse böyle bikaç maddede birkaç seye değinmek istedim,bir sürci lisan ettiysek affola…

sizlerinde fikirlerinizi almak isterim…???

dün gece ‘harbiye’de -DUMAN-landık!

duman

arkadaşlar,canlarım 🙂 dün tatilden döndüm ama sıcagı sıcagına eve ayak basmadan dogan balcanla birlikte harbiye açık havaya son dönem türk rock müziğinin en büyük gruplarından biri olan DUMAN konserine gittik…ben aslında duman’ı eskiden sevmezdim ama üniversite sıralarında tanıdığım doğan ve benzeri arkadaşlar 🙂 sağyesinde dumana karşı bir sempatizanlık duygum oluştu.yavaş yavaş şarkılarını dinledikçe,çaldıkça dumanla kaynaştık.ve birçok şarkısı gercekten çok güzel ve cok gizli anlamlar ifade ediyor…aslında dün konserede gitmezdim ama doğanım saolsun abi ille gidelim,abi illede gidelim diye diye basımın etini yedi o yol yorğunluguyla beni konsere götürdü.gece 1e kadar hoplattı zıplattı 🙂 ama herşeyiyle 10 numara bir konserdi..ilk bölüm akustik sahnelendi ve ilk bölümde mısırlı ahmet diye tanınan ahmet yıldırım adlı bir darbuka vitüözü sahne aldı dumanla birlikte ve dumanın parçalarını darbuka ritimleriyle dinledik…

2.bölümde ise en büyük süpriz gerceklesti ve türk rock ının efsanesi olan ERKİN KORAY dumanla birlikte sahne alarak 2tane parcayı yaklasık 10 dakkalık ara gitar sololarıyla caldılar.ama ERKİN KORAY—DUMAN-FESUSUPANALLAH DÜETİ kesinlikle dinlenilmeliydi…gercekten süperdi…bunun yanında duman kendi efsanesi haline gelen birçok parçayı caldı…ah,özdemir erdogandan gurbet,sezen aksu herseyi yak,en güzel günüm gecem,yürekten…vb…onlarca parça…konser süperdi…acıkcası birazdı belki benim ilk duman konserim olması yüzünden benimde sansım vardı..çünkü sahneden indikten sonra bidaha tezauratlarından 2dakka sonra sahneye cıktılar,erkin babayla düet performans yaptılar,ortam cok güzeldi…bu konuda bana arkadaşlık eden doğan balcana tesekkür etmeden edemicem…cok güzel bir geceydi…doğan nice konserlere inşallah… 🙂