Öğrenciyken Farklılık Yaratmak

Geçtiğimiz günlerde ajansta bir stajyer arkadaşla kısa süreli bir muhabbet etme fırsatım oldu.  Ülkemizin önde gelen üniversitelerinden birinde iletişim fakültesinde Halkla İlişkiler Bölümünde 2. sınıf öğrencisiydi ve net olarak gelecekte neler yapacağını bilmiyordu.

Ama ben o malum klasik soruyu sordum; ‘Mezun olunca ne yapmayı planlıyorsun?’ diye.

O da bana ben halkla ilişkiler alanında ilerlemek istiyorum dedi.

Öylese ne güzel doğru bir yerde staj yapmışsın dedim ve ekledim, peki bir reklam ajansına gittin mi daha önce?

Hayır, gitmedim ve gitmeyi de düşünmüyorum dedi!

Buradan sonra konuyu özelden genele taşımak istiyorum. Benim böyle diyaloglarda hep verdiğim bir örnek var. Tıp Fakültesi örneği diyorum buna. Aslında genel üniversite mantığı diye de açıklayabiliriz bunu. Tıp fakültesi öğrencileri 6 yıl boyunca, onlarca farklı
uzmanlık alanında dersler alırlar, iç hastalıkları, kadın hastalıkları, çocuk hastalıkları vb ve 6. Yılın sonunda sadece bir bölümü seçer ve o konu üzerine uzmanlaşırlar. Madem tek bölümde uzmanlaşılacak neden tüm uzmanlıklar ayrı ayrı gösteriliyor. Bunun çok basit bir cevabı var; ‘doktor gibi düşünmeyi sağlayabilmek’. Herhangi bir hastalığın nedenlerini, sebeplerini ayrıntılı olarak düşünebilmek ve teşhis koyabilmek için değil mi? Bu düşünceyi tüm üniversite bölümlerine uygulamak bence mümkün. İşte bu iş ne işimize yarayacak, ben zaten şunu seçeceğim bu dersi niye görüyorum diye düşünmemek lazım. Okumaya devam et “Öğrenciyken Farklılık Yaratmak”

Üniversite’yi kazandık ya sonrası…

İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır
                            Yunus Emre

 

Evet 2009 üniversite sınavında başarı gösterip özel/devlet lisans/önlisans bir bölümüne yerleşen ve Ekim ayından itibaren üniversite öğrencisi olma zevkini tadacak tüm arkadaşları tebrik ederim. Bu ülkemiz standartları açısından büyük başarı, bilhassa iyi üniversitelerin iyi bölümlerini kazandıysanız ya da kendi istediğiniz bölümde okuma imkanını elde ettiyseniz ne mutlu size.

Şimdi üniversiteliniz, peki bunun sonrası???

Ne yapmayı planlıyorsunuz? Üniversite deyince aklınıza nasıl bir sistem geliyor? Önünüzdeki 4-5-6 yılı nasıl değerlendirip, gerçek er meydanı olan kendi hayatınızı nasıl devam ettirmeyi planlıyorsunuz?

Size kıpkısa bir cümlem var; ‘Her şey kendi elinizde’.

Üniversiteyi evrensel kent olarak tanımlıyoruz. Birçoğunuz yıllardır yaşadığınız yerlerden başka şehirlere gidecek, birçoğunuz ilk defa evinden ayrılacak, yurtta kalacak, ya da ev kiralayacak. Birçoğunuzun adını ilk defa duyacağı ilçeleden gelen arkadaşları olacak. Bunlar çok güzel heyecanlardır.

Ben sizlerden çok büyük biri değilim, nacizane 4yıldır üniversitede okuyan bir arkadaşınızım. Saolsunlar, birçok kardeşim bu dönem içinde bana bazı şeyler sordular, ben de elimden geldiğimce onlara yardım ettim, tercihler yaptık, çok güzel yerlere yerleştik. Akabinde gelecek yıllar hakkında yol haritası planladık/konuştuk/tartıştık.

Şimdi kelimelerim yettiğince sizlerle de bazı şeyler paylaşmak istiyorum.

Öncelikle; ‘ sen yenisin galiba ‘. Yukarda da dediğim gibi. Artık lise hayatınız bitti. Evrensel kente hoşgeldiniz, 81 ilin 3000 küsür ilçenin kısacası yurdumuzun her noktasın gençlerin bir araya geldiği bir şehir burası. Hertürlü insanı/düşünceyi/ideolojiyi/kültürü/örfü adeti .. vb.. burada görebileceksiniz. Muhtemelen ilk sene birçoğunuz hazırlık sınıfı okuyacaksınız, bu sene gerçekten tam bir hazırlık olacak, her konuda yeni şeylere alışmaya çalışacaksınız. Bu konuda size Allah yardımcınız olsun diyorum. İlk sene, üniversite hazırlık sınıfları, tabirim caizse balayı niteliğindedir. Bu sene içinde, öncelikle yerleştiğiniz bölümü/üniversiteyi, şehri, arkadaşlarınızı iyi tanımaya çalışın. Çünkü önünüzdeki 4-5yıl artık burada yaşayacaksınız. Okumaya devam et “Üniversite’yi kazandık ya sonrası…”