Misafir Görüşler, Emrah Tıraş’tan Tavsiyeler, “Reklam İlaç Değil, Reçetedir…”

Evet arkadaşlar; bu hafta blogumuzda bir misafirimiz var; Emrah Tıraş. Emrah’la benim muhabbetim uzun yıllara dayanıyor, kendisi çiçeği burnunda bir iletişim fakültesi halkla ilişkiler ve reklamcılık bölümü mezunu Facebook‘ta sektörle ilgili değerli sayılabilecek paylaşımlar yapıyor, yine öyle bir paylaşımda kendisinden yaptığı “Reklam İlaç Değil, Reçetedir…” paylaşımını detaylandırıp, bloguma misafir yazar olmak isteyip istemeyeceğini sordum. O da sağolsun beni kırmadı. Neyse ben lafı fazla uzatmadan sözü Emrah Tıraş’a bırakıyorum.

“Reklam İlaç Değil, Reçetedir…”

Reklam; televizyon, radyo, gazete, billboard, dergi, ve internet gibi araçların aracılığıyla bir ürün ya da hizmet hakkında insanlara bilgi vermektir. Kısaca reklamın yapılmasının nedeni insanlara bilgi aktarmaktır.

Gördüğüm, duyduğum, takip ettiğim kadarıyla ülkemizde reklamın tanımı bu tanıma çok uymuyor. Reklamverenlere göre reklam satışları artırmak için kullanılan bir pazarlama aracıdır. Hatta reklam veren ajansına derki, “satışlar düşük bu aralar, bana şöyle, güzel, eğlenceli, yaratıcı… bi reklam yapta bizim satışlar artsın”.

Sosyal medyaya olan ilginin artmasıyla bu anlayış daha da yaygınlaştı; abi bana Facebook’ta (feysbokta) bir fan sayfası açta ‘like’ edenler çoğalsın, satışlarım artsın diyorlar. Burada suçlu sadece reklamverenler değil, reklamcılarda suçlu, çünkü bazı reklamcılar, müşterilerini doğru yönlendirmiyor, bir reklam yapalım da satışların patlasın diyorlar. Kim sadece reklam yaparak satışlar artar diyorsa yanlış diyor. Peki, işin doğrusu nasıl olmalıdır; eğer bir iletişim (reklam, halkla ilişkiler…) kampanyası yapılacaksa, ürünün ya da hizmetin pazarlama ve marka yönetimi çalışmaları tam olarak yerine getirilmiş olmalıdır ki iletişim kampanyası başarılı olabilsin. Okumaya devam et “Misafir Görüşler, Emrah Tıraş’tan Tavsiyeler, “Reklam İlaç Değil, Reçetedir…””

İletişim Sektörlerinin Geleceği Zeki ve Etkin Beyinlerde

Dün mezun olduğum üniversite, fakülte ve bölüme öğrenciliğimin ardından farklı bir pozisyonda Sevgili Hocam Selin Türkel’in daveti üzerine, Princeples of Public Relations (halkla ilişkilerin ilkeleri) dersinin final proje sunumlarında jürilik yapmak üzere misafir olarak gittim.

10 saatte 19 farklı grup içinde 90 öğrenci arkadaşımızın bu ders kapsamında bir dönem boyunca öğrendikleri bilgiler ile hazırladıkları dönem projelerini dinledik, değerlendirdik, her sunumun ardından onlarla mini sohbetler yaparak önümüzdeki yıllar için onlara küçük püf noktaları vermeye çalıştık.

Çok değil 4 sene önce aynı derste, aynı hoca karşısında benzer bir sunum yapmış bir arkadaşları olarak görüşlerim umarım onlar için bir önem taşımıştır.

Tüm görüşlerimi aynı sıralardan geçmiş, o zaman kendime koyduğum hedefleri ve ruh halimi çok iyi hatırlayan, bugünse sektörün iletişim bilimleriyle donanmış, bu eğitimi almış genç iletişimcilere olan ihtiyacını bilen, içinde çalıştığım sektöre beslediğim büyük bir saygıyla her yerde bölüm milliyetçiliğimi hiç çekinmeden vurgulayan biri olarak yaptım.

Emin olun arkadaşlar yarın sizler olursanız halkla ilişkiler olacak, reklam olacak, pazarlama olacak, dijital medya olacak, medya planlaması vb. olacak ve tüm bütünleşik iletişim bilimleri sizlerle ileriye gidecek.

Eğer sizler olmaz ve kendinizi iyi geliştirmezseniz yarın birileri çıkıp Pr öldü, reklamcılık öldü dediğinde sizler/bizler işsiz güçsüz kalıp, boş avuçlarımızı semaya kaldıracağız.

Bu dediklerimden hemen karamsarlığa düşmeyin çünkü ben kendi adıma dün güzel umutlar biriktirdim sektörümüz için.

Niye mi? Okumaya devam et “İletişim Sektörlerinin Geleceği Zeki ve Etkin Beyinlerde”

Reklamlarda Ünlü (celebrity) Kullanımı

Reklamlarda ünlü kullanımı reklamcılık tarihi kadar eski bir uygulama olsa gerek. Tabi ilk zamanlardaki ünlüler küçük toplum içinde söz sahibi olan isimlerken, medyaların ve popüler kültürün gelişmesi ile daha büyük kitleleri peşinden koşturan isimlerin kullanılması yaygın hale geldi. Bu doğrultuda her geçen gün bir ünlüyü kullanan bir marka yeni bir reklam filmiyle karşımıza çıkıyor. Peki, markalar reklamlarında neden ünlüleri kullanıyorlar?

Pazarlama gurusu Philip Kotler, “Şirketler, kendi adlarını parlatmak için ünlülerin havalarını ödünç almaya başladılar” diyor. Rakamlar da Kotler’in bu saptamasını haklı çıkarıyor. Bugün Amerika’da reklamda ünlü insanların kullanımı yüzde 50 oranında. Türkiye ise bu oran bazen yüzde 70’lere ulaşıyor. Amaç, ünlülerin popülarite, güven ve dikkat duygularından yararlanmak. Üstelik “Ünlü Satar” (Celebrity Sells) kitabının yazarı Hamish Pringle bu durumun gelecekte daha da artacağını söylüyor. Çünkü marka ve ünlü kişi doğru eşleştirildiğinde satışlar 2’ye hatta 3’e katlanabiliyor1.

Satışların 2’ye hatta 3’e katlanması gerçekten çok büyük etki ve ROI yani yatırımın geri dönüşünün bir göstergesi olsa gerek.

Ülkemizle ilgili reklamlarda ünlü kullanılmasıyla ilgili ilk ve iyi örneklerden biri olarak Zeki Müren ve Ajda Pekkan’ın birlikte oynadıkları Alo reklamına ulaştım.

Bu reklam sonrasında neler oldu? Okumaya devam et “Reklamlarda Ünlü (celebrity) Kullanımı”

Türkiye’de iletişim sektörlerinin başlangıcı ve asıl amacı!

Geçtiğimiz günlerde 1981’de çekilmiş Feryada Gücüm Yok filminden bir bölüme denk geldim. Hadi gelin birlikte bir kez daha izleyelim.

Önce insanlarda tatil yapma özlemini yaratacağız.

Bunun için basın, radyo, televizyon, gibi araçlarla kampanyaya giriştik.

10 yıl sonra yepyeni bir kuşak yetişecek; kılığı kıyafeti, yediği içtiği, saç sekli, dinlediği müzik hep bizim tarafımızdan empoze edilecek, yepyeni bir dünya kuracağız. İnsanların hangi kitaplarını okuyacağını, hangi filmlerini seyredeceğini biz tayin edeceğiz  zaten bu filmleri çeken de kitapları yazan da bizim ekibimiz olacak.  Geniş bir kadromuz var… Okumaya devam et “Türkiye’de iletişim sektörlerinin başlangıcı ve asıl amacı!”

Misafir Görüşler, Genç Profesyonellerden Genç İletişimcilere Tavsiyeler 1

Bundan sonra fırsat buldukça iletişim sektöründe profesyonel olarak

çalışan iletişim fakültesi mezunu genç arkadaşlarımla halihazırda iletişim fakültesinde okumakta olan arkadaşlarıma faydalı olacağına inandığım mini söyleşiler yapacağım. Bu doğrultuda ilk konuğum ZEGO İletişim Stratejileri Merkezi’nde İletişim Uzmanı olarak çalışan Ali  Yıldırım.

Ali, ben seni tanıyorum ama arkadaşlarımızın da seni tanıması için öncelikle kendinden bahseder misin?

Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümünden Haziran 2011’de mezun oldum. Üniversite sürecinde, bir yıl Belçika Gent Üniversitesi İletişim Bilimleri bölümünde değişim öğrencisi olarak eğitim aldım. Yeni teknolojiler üzerine aldığım dersler gerçekten bana büyük faydalar sağladı. Akabinde, mezun oldum. Üniversite hayatım boyunca, iki farklı halkla ilişkiler ajansında staj yaptım. 1 yıl part time olarak Samsung ve Packard Bell’de saha satış sorumluluğu yaptım. Bu beni olgunlaştıran bir süreçti. Daha önce Yine Asus Türkiye’de 6 ay çalışma fırsatım oldu. Şu anda ZEGO İletişim Stratejileri Merkezi’nde İletişim Uzmanıyım. Puratos Türkiye ve myCARGO, myTECHNIC markalarıyla ilgileniyorum. Okumaya devam et “Misafir Görüşler, Genç Profesyonellerden Genç İletişimcilere Tavsiyeler 1”

Sosyal Medya/Dijital Medya Ajanslarının Sundukları Hizmetler

İletişim sektörü son bir kaç yıldır hem teknoloji hem de içerik anlamında çok hızlı bir değişim içinde. Teknolojideki gelişmeler içeriği dönüştürüyor, içerikteki dönüşüm teknolojinin gelişimini etkiliyor. Son beş yıl içinde internet ve mobil iletişim araçlarındaki gelişmeler karşımıza kendine has özellikleri olan yepyeni bir iletişim platformu çıkardı. Bugün sosyal medya adını verdiğimiz bu platform, alıştığımız, ezberlediğimiz iletişim kurallarını altüst ederek öngörülemeyen fırsatlar ve tehditlerle bizi içine çekiyor. Gazetelerin toplam satış rakamları 20 yıldır 4-5 milyon seviyesinde dolaşırken, ülkemizde sadece Facebook’a üye olanların sayısı 25 milyonu buldu. Durum böyle olunca hem firmalar hem de ajanslar tarafında bu mecra üzerine çalışmalar yapılmaya başladı. Sektör çok kısa sürede büyümeye başladı. Bu zaman zarfında da Sosyal Medya, Dijital İletişim, Dijital Pazarlama, İnteraktif Reklam isimleri altında ki mi zaman birbirine benzer ki m zaman birbirinden farklı hizmetler sunan, ki mi zaman geleneksel iletişim geçmişinden güç alan çoğu zaman ise yeni doğmuş çok yeni ajanslarla karşı karşıya gelmeye başladık. Peki durum böyleyken sizin de merak ettiğinizi düşündüğüm bir konu üzerine bir araştırma yapmak istedim. Bu Sosyal Medya, Dijital İletişim, Dijital Pazarlama, İnteraktif Reklam ajansları müşterilerine ne gibi hizmetler sunuyor, müşterileri ile hedef kitlelerini ne gibi taktik ve uygulamalarla bir araya getiriyorlar. Kendimce işlerini beğendiğim birkaç ajansın hizmetlerini sizlerle paylaşıyorum. Bunlara artı olacak birçok ajans da çok benzer hizmetler ile internet iletişim çözümleri sunmaktalar.

Tick Tock Boom Digital PR & Marketing

İzmir Ekonomi Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü

Başlığımızın asıl açılımı İzmir Ekonomi Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler  ve Reklamcılık Bölümü olmalı. Benim üniversite hayatım biraz uzun oldu. Çünkü İzmir Ekonomi Üniversitesi öncesinde önlisans olarak Trakya Üniversitesi (şimdi Namık Kemal) Çerkezköy Meslek Yüksek Okulunda Halkla İlişkiler okudum sonrasında Dikey Geçiş Sınavı ile İzmir’e gidince totalde 6 yıl üniversite okudum. Çoğu kişi bunu duyunca Tıp okusaydın ya bari bir işe yarardı diyor ama ben okuduğum okullardan ve bölümden çok memnunum. Türkiye’de özel ya da vakıf üniversitesi diyeceğimiz üniversitelerin çoğunun öyle köklü tarihleri, oturmuş düzenleri yok ve İzmir Ekonomi Üniversitesi de bunlardan bir tanesi ama önemli olan bunun farkında olup gerek eğitim sistemine gerekse öğrencilere gerekli yatırımları yapabilmekte. Ben burada okuduğum 1 yıl hazırlık 3 yıl lisans eğitimim boyunca bunu gördüm. Her yıl mezun olan arkadaşlar bir sonraki sene okuyan arkadaşları kıskanıyordu açıkçası. Bense bunla nacizane övünebilen biriyim, umuyorum ki İzmir Ekonomi Üniversitesi ve Halkla İlişkiler Reklamcılık Bölümü ileride daha iyi yerlere gelir ve bizde hiç çekinmeden burada okuduk diye göğsümüzü kabarta kabarta gezeriz.

Ben 3 yıl lisans eğitim boyunca aşağıdaki dersleri yanlarında ismi yazan hocalardan aldım;

İntibak Sınıfında

MMC 101 İletişime Giriş  –  Nuran Erol Işık

MMC 220 İletişim Kuramları – Gökçen Karanfil

BA 230 Pazarlama İletişimi – Ebru Uzunoğlu

IUE 100 Akademik ve Sosyal Oryantasyon

SPN 101 İspanyolca I  – Aslıhan Ağdanlı

PRA 202 Kişilerarası İletişim – Nilüfer Pembecioğlu

PRA 206 Halkla İlişkilerin İlkeleri  – Selin Türkel

PRA 204 Reklamcılığın İlkeleri  – Sema Misçi

MMC 102 İletişim Tarihi – Aysun Akan

SPN 102 İspanyolca II – Nigel Ashley

İntibak sınıfı benim için zor oldu, bölüm hakkında mevcut bir bilgi bikrimim vardı ama ben hepsini Türkçe olarak biliyordum ama okulun eğitim dili İngilizceydi. Buna artı olarak İngilizce hazırlık sınıfı okumama rağmen 1. ve 2. Sınıfın dersleri bir arada almam ve 1. sınıftaki tüm derslerin hepsini almamış oluşum beni zorladı açıkçası. Ama yine de tüm derslerden başarılı oldum.

Okumaya devam et “İzmir Ekonomi Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü”

Sosyal Medya ve İnternet Reklamcılığı

Geçtiğimiz hafta içinde İzmir Ekonomi Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü PRA 204 Principles of Advertising (Reklamcılığın ilkeleri) dersinde Asst. Prof. Dr. Sema MİSÇİ KİP’in misafiri olarak 2. sınıfta okuyan öğrenci arkadaşlarıma 3 farklı sınıfta 6 saatten fazla Sosyal Medya ve İnternet Reklamcılığı üzerine ne biliyorsam anlatmaya çalıştım. Kanımca faydalı ve verimli sunumlar oldu, en azından aldığım geri bildirimlerin %96’sı olumluydu. O yorumlardan bazılarını da buraya yazmamak için kendimi zor tutuyorum şu anda ama onlar da bana özel kalsınlar değil mi?

Hazırladığım ve anlattığım sunum da budur. Umuyorum ki arkadaşlarım için gerçekten faydalı şeyler anlatabilmişimdir. Sıkılmadan beni dinledikleri için hepsine ayrı ayrı ve özellikle bana bu fırsatı verdiği için Sema Hocam’a teşekkür ediyorum.

İletişimde yerel ajanslar mı yoksa ulusal ajanslar mı?

Sözlerime başlar başlamaz başlığımı bir adım öteye götürmek istiyorum;

Markalar için;

Reklamda yerel ajanslar mı yoksa ulusal ajanslar mı?

Halkla ilişkilerde yerel ajanslar mı yoksa ulusal ajanslar mı?

Pazarlamada yerel ajanslar mı yoksa ulusal ajanslar mı?

Medya satın almada yerel ajanslar mı yoksa ulusal ajanslar mı?

 Geçtiğimiz sene İzmir’de organize edilen Yerel’den Evrensel’e Ulusal Pazarlama İletişimi Kongresinde baştan aşağıya bu konu tartışılmıştı. Ulusal ya da global ajanslar firmalar, markalar iyi işler yapmak istiyorsa bizim kapımıza gelmek zorundalar derken, yerel ajanslar bizler de en az ulusal ya da global ajanslar kadar iyiyiz ama büyük ajanslar bizi bitirmek için ellerinden geleni yapıyorlar, yerel firmalar bizim sayemizde bir yerlere geliyorlar azıcık parayı gördüklerinde soluğu büyük ajanslarda alıyorlar diyorlardı.

 Şimdi yazımı farklı bir boyuta taşımak istiyorum;

Peki ya, yeni mezun iletişimciler için; Okumaya devam et “İletişimde yerel ajanslar mı yoksa ulusal ajanslar mı?”

Social media & sharing icons powered by UltimatelySocial