Öğrenciyken genel hatlarıyla pazarlama iletişimi merkezli aldığımız reklamcılık, pazarlama, halkla ilişkiler, kurumsal iletişim, marka yönetimi ve benzeri derslerde hocalarımızın özellikle üzerinde durduğu konuların başında, hangi marka olursanız olun bulunduğunuz pazarın yerel özelliklerini, dilini, kültürünü, örf-adetlerini iyi analiz edebilmeyi öğrenip, ona göre harekete geçmeyi bilmemiz gerektiği gelirdi. İşlenilen uzun uzun derslerin sonucu, müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz, Roma’da Romalı gibi davran gibi cümlelerle özetlenirdi.
Tabi bu mantığı kavrayıp, iletişim planlarına uygulamak, stratejilerin içine sokabilmek her zaman kolay değil. Öyle ki kimi zaman ülkemizin içinde doğmuş, büyümüş markaların hedef kitlelerinden çok uzak kampanyalar yaptığını, iletişim stratejileri uyguladığını görürken, kimi zaman bir anda ülkemize girmiş bir markanın çok başarılı uygulamalarıyla karşılaşmamız mümkün oluyor.
Ama kimi markalar da var ki neredeyse bunu iletişim anlayışlarının merkezine koymuş durumdalar. Coca-Cola, ülkemizdeki 50. yılı münasebetiyle koyduğu adıyla Koka-Kola bunların başında geliyor. Okumaya devam et “İletişimde Yerelleşmek, Yerelleşebilmek Önemlidir”