Efenim ben genel olarak hayatını hasta şekilde geçiren bir insanım.Rabbim beni böyle imtehan ediyor olmalıki rahatsızlıkların biri bitmeden biri başlıyor yine de hamdolsun ki ayaktayım ve hala bedenimde bir engel olmadan nefes alıp vermekteyim.Geçtiğimiz aylarda ayak tabanlarımda bir düsme olmuştu,yaklaşık olarak 5tane farklı ortapedi doktoruna gittim ki 3tanesi özel hastanelerde çalışan doktorlardı onlar bir çare bulamadılar ama en sonuncu gittiğim doktor beni bir başka servise romatoloji servisine yönlendirdi ve ekledi yanlış bilmiyorsam istanbulda birtek çapa’da var.tabi yapcak birşey yok bizde çapa devlet hastanesiyle bir şekilde irtibat kurmaya çalıştık,ümraniye anadolu yakasında çapa ise avrupada neyse ordaki akrabalara söyledik numara almalarını ama ne mümkün.Biz de ya nasip dedik ve ümraniye devlet hastanesinde başka bir ortapediste gittim ve diğer doktorların dediklerini bir bir ilettik kendisine,o da romatolojiye gitmemi söyledi ve ümraniye devlet hastanesinde o zamana göre 1ay önce açıldığını söyledi,Bi anda mutluluktan aglayasım gelmişti hemen hastane içinde ki bilgisayarlı bilgi sistem ağından romatolojiye havale etti.(laf aramızda hastane eğitim ve araştırma hastanesi olduğu için olsa gerek hastanedeki doktorların çoğu üniversite kariyerli.-prof,doç-vs.)Ve hamdolsun ki doğru tespit oldu ve o doktor sağyesinde o hastalığımızı yendik.
(bakınız ümraniye devlet hastanesi- uzman doktor burak erer- iç hastalıkları ve romatoloji uzmanı– hocamında o zaman bir rahatsızlığı vardı insallah Rabbim kendisine sifasını vermiştir)
Bu hastane 1 milyon nüfuslu Ümraniye’nin tek devlet hastanesi,eskiden ssk ümraniye netaş’ın karşışında 4-5 katlı bir dispanserde faaliyet gösteriyordu ve neredeyse tüm önemli hastalıklarda ya kadıköy’e ya beykoz’a sevk ediliyordu hastalar. Okumaya devam et “Ümraniye Eğitim ve Araştırma (devlet) Hastanesi”


Ahan da makinenin resmi de işte budur.Benim böyle küçüklükten beri fotograf çekimine karşı bir merakım vardır.Babamda saolsun bu hevesimi hiç kırmadı şimdiye kadar (hakkını yememek lazım ki her zaman her konuda bana sonuna kadar destek vermiştir ) Daha önceleri normal filmli makineler kullanırken,yanlıs hatırlamıyorsam 2002(3) yılında bana ilk olarak kodak cx 300 3.2mp bir dijital fotograf makinesi almıştı…sonuç itibari ile uzun bir süre bu makineyle idare ettim nasılsa profesyonel fotografcı olmak gibi bir niyetim yoktu.Eşi dostu,dağı tepeyi,otu böteciği çekip duruyordum…Ve sonra 2.makine olarak sony cyber-shot serisinden 7.2mp lik bir makine ile tanıstım,tanısmamız cok güzel ve romantik olmuştu 🙂 ama ben işten güçten artık fotograf cekmekle uğraşmıyordum. Geldi zaman gitti zaman,bugüne geldik malumunuz ben izmirde okuyorum.İşte pazartesi günü sınavım vardı,onu oldum kurtuldum (inşallah sonucuda iyi olur).Ve dün akşamda çesitli sağlık sorunlarımı halledebilmek ve bunun yanında aile fertlerimle (arkadaşlarımda var tabi )hasret gidermek için koptum geldim izmirden.İste kardeşim babam bana bunu almış ,ablama sunu almış vesaire diye sayıklarken içimden uleeyyynnn bana niye birsey almamış diyordum ki annem kocaman bir kutuyu önüme koydu ve oğlum al buda senin dedi..Kutuyu bir actım ki içinden süper bir makine cıktı…Bi sevindirik oldum ki anlatamam yani 🙂 Makinenin tüm dökümanlarını okumaya üşendim..Söyle etraflıca internetten bir arastırayım dedim,makinenin belli başlı aksamı ve özellikleri şunlar;