sunay akın -istanbul’da bir zürafa-

sunay akınBen Sunay AKIN’la lise 1. sınıftayken tanıştım,bir vesile kendisi okulumuza konferansa gelmişti ve o günden itibaren kendisini ailecenek beğeniyle izleyip,takip etmekteyiz.Belki de Sunay Bey’in en büyük özelliğide bu olsa gerek 7’den 70’e hitap edebilmek.Kardeşim bir yanımda babam diğer yanımdayken onu izlemenin keyfide bir başka oluyor.Sunay Akın’ın birçok yazısını okudum,bir çok programını izledim,daha önceleri yöneticilik yaptığım tüm forumlarda onunla ilgili başlıklar açtım yazılar yazdım.Peki bunu niye mi yaptım,tamamen o ve onun gibilere (bir diğeri de nihat gençtir ) saygı duyduğum için. Ne yasayışları beni bağlar,ne de düşünceleri ve bende yanlış analizlerde bulunmadıysam onlarda bu felsefeye sahip kişiler.Kendisiyle yapılan bir söyleşide Sunay Bey diğer yazarların ona papyonsuz şair dediklerini ve bununda ona ayrı bir gurur verdiğini söylemişti.Neyse lafı çok uzatmadan sadete gelelim.Gectiğimiz günlerde okul kütüphanesine neredeyse günlük olarak yaptığım ziyaretlerimden birinde, tolstoy’un savaş ve barış adlı eserinin birinci cildini almak için gitmiştim.Ama ne yazık ki 4 cilt olan kitabın diğer ciltleri ordayken 1.cildi yoktu,tam bunun burukluğunu damarlarımda hissediyordum ki,birden gözüme Sunay AKIN’ın İSTANBUL’DA BİR ZÜRAFA adlı eseri çarptı ve hemen koparttım aldım bu eseri kitapların arasından okumam derslerimin yoğunluğundan ötürü yaklaşık 3gün sürdü ama sindire sindire okudum diyebilirim 179 sayfalık bu küçük kitabı.

istanbulda bir zürafaKitaba gelmek gerekiyor sanırsam konu ve başlık itbari ile.Kitap bildiğiniz Sunay Akın yorumu her satırında bir bilgi her satırında bir tarih,konudan konuya hiç çaktırmadan geçmeyi başaran bağlaçları ustaca başarmış yine yazar.Kitap ne ile mi ilgili?; kitap tarihi tanıklık etmiş hayvanları anlatmış,mesela ilk yazıda bir papağandan bahsediyor yazar,bu papağan kibritle oynama yanarsın deyiminin baş kahramanı,Osmanlı saraylarından birinde küçük bir kızın kibritle cıkardıgı yangını görevlilere haber vermiş bir papağan,başka bir yazıda şavaşta askerlere yardım eden bir ceylan var,bir başka yazıda ise adaya sürgüne göderilen köpekler.Şimdi diyeceksiniz ne alaka yazılar bunlar işte bunu anlamak için bir fırsatla kitabı ele geçirip okumanız lazım. 🙂 Sunay Akın showlarını yada programlarını izlediniz mi hiç? İzleyenler bilirler ki onun çok güzel hikaye anlatım uslübu ve dili vardır,kitapta da olay aynı şekilde.

Ale Lol Os (alo) başlık bir yazıda,ilk önce alo kelimesinin nasıl cıktığıyla konuya başlarken bir bakıyorsunuz ki Zeynep Kamil Hastanesinin isminin nerden geldiğinden bitiveriyor konu.Bakın bunuda ben kitapta okudum;istanbulun en önemli hastanelerinden biri olan Zeynep Kamil hastanesinin adı Osmanlının en meşhur paşalarından biri olan Mehmet Ali Paşa’nın kızı olan Zeynep Sultan ve onun eşi olan Yusuf Kamil Bey’den geliyormuş.İşte bu ikili istanbula geldikten sonra üsküdarda bir arsa alırlar ve oraya 100 yataklı bir hastane yapılması için emir verirler..ve o hastane yapılır,ve yıllardır o hastanede dogan kızların adı zeynep,erkeklerin adı ise kamil olur.

Bir başka yazıda ise ali sami yenin galatasaray lisesindeki bir edebiyat dersinden galatasarayı kurması,o galatasarayın efsane amigosu karınca ezmez sevki’nin yaşadıkları ve galatasatay’ın uefa kupasını alışı hikayelendirilmiş,anlatılmaz bir tatla. Kitap’ın en sonunda bu hayranların veya olayların coğu fotograflarla desteklenmiş.Bence eğer şimdiye kadar okumadıysanız,okumaya değcek bir kitap bence.

Bu yazıyı sosyal medya paylaşabilirsiniz

Yazar: Erdal Erdoğdu

Ülkemizin önde gelen iletişim danışmanlığı firmalarının PR ve dijital ekiplerinde görev aldım, birçok üniversite ve özel eğitim kurumunda iletişim bilimleri üzerine eğitimler verdim. Kamu kurumlarında iletişim birimi yöneticiliği yapmaktayım.

“sunay akın -istanbul’da bir zürafa-” için bir yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Social media & sharing icons powered by UltimatelySocial