Ülke olarak zor günlerden geçiyoruz. Belki daha zor günler göreceğiz belki önümüzdeki bahar yeşertecek tüm çiçekleri ve güldürecek yüzümüzü.
Her ne kadar bahara, çiçeklere, güneşe aşık bir toplum olsak da neredeyse her 10 yılda bir karanlık bulutlar çökmüş güzel ülkemin üstüne ve sağanak sağanak acılar yağdırmış, güzel ülkemin topraklarına.
Geçmiş çok büyük acılar yaşatmış güzel ülkemin güzel çocuklarına.
O çocuklar büyümüş, ağabeylerimiz, ablalarımız, analarımız, babalarımız olmuşlar.
Kardeş kardeşi vurmuş, baba oğluna düşman olmuş, nice analar yıllarca evlatlarını arayıp, bulamayıp, öylece göçüp gitmiş.
Ben siyaset konuşmayı sevmem, amacım siyaset yapmak da değil.
Ailesinde kardeş acısını yaşamış, annesinin gözünde evlat acısını görmüş biri olarak yazmak istedim. Ölüm ölene değil geride kalanlara zordur, ne Berkin’in ailesinin ne de diğerlerinin ailelerinin acısı geçmeyecek. Her geçen gün özlemle artarak büyüyecek. O yüzden Allah hepsine sabır versin. Duam odur ki Allah ülkemize böyle acıları bir daha yaşatmasın. Ama bunun olması için toplumdaki herkesin sağduyulu davranması gerekiyor. Düzeltmek bizim elimizde. Galeyana gelmeden, objektif düşüncelerle hareket etmeli, ne provoke olmalı ne de kimseyi provoke etmeliyiz.
Eğer ortada taraflar varsa ben ortadan izliyorum yaşananları. Sahip olduğum sosyal çevrem iki tarafı da tam ortadan görmeye çok müsait. Gezi sürecinde de böyleydi, bu son 1 haftalık süreçte de böyle. Bu yazımı dün yazacaktım ama ortalığın biraz daha sakinleşmesini beklerken başka canların da yitip gittiğini acıyla öğrendik.
Bir taraf katil polis, polis şiddet uyguluyor diyor. Diğer taraf polis ne zaman dost oldu ki, dün bize vuruyordu bugün size, dün dostunuzdu da bugün düşmanınız mı oldu diyor.
Bir taraf Berkin Elvan sadece ekmek almaya gitmişti diyor, öteki taraf örgüt üyesiydi polisle çatışırken öldü diyor.
Bir tarafa polis orantısız güç uyguluyor diyor, diğer taraf polis durup dururken mi saldırıyor, sen molotof atarsan, sen sokakları yakıp yıkarsan o da kendini ve diğer halkı koruyor diyor.
Vesaire, vesaire, vesaire..
Bu konuları başka örnekler üzerinden de anlatabilirim size.
Şimdi, bundan sonrası size komplo teorisi gelecek ama bence oyun burada başlıyor. Şu an toplumumuz üzerinde oynanan oyun, birisine sen ocusun, diğerine sen bucusun deyip, sağı sola, solu sağa ötekileştirip bizi bize kırdırmak, bizi bize vurdurmak.
Bu 60’ta da böyle olmuş, 70’te de böyle olmuş, 80’de de böyle olmuş, 2000’lerin başında da böyle olmuş. Birazcık okusak, geçmişi araştırsak, hadi onu geçtik zamanımız yok diyelim, anamızla babamızla, dedemizle annanemizle ya da sözüne itibar ettiğimiz kim varsa onlarla azıcık sohbet etsek onlar anlatırlar. O kargaşalar, o kavgalar, o yokluk ve zorluk günleri nasılmış.
Toplumda elbet sağcı da olacak solcu da, Türk de olacak Kürt de, Lazca da konuşulacak Çerkezce de, Alevisi de olacak Sunnisi de emin olun biz bu değerlerimizle güzeliz, biriz, bütünüz. (Örnek yazı: Toplumun olması gereken halidir, Aşure!)
İşte bu bütünlüğü istemeyenlerdir, bizi bize düşüren. Berkin’i polise, polisi bir başkasına öldürten.
Eğer aranacak haklar varsa bunu demokratik yollarla aramalıyız, hükümetten rahatsızsak sandığa gidip kendimizi temsil etmesini istediğimiz kişilere oy vermeliyiz, eğer devlet suç işliyorsa bunun hakkını mahkemelerde aramalıyız, eğer ülke mahkemelerine güvenmiyorsak AİHM’a gitme hakkımız var bunu kullanmalıyız. (Türkiye AİHM’da en çok suçlu bulunan ülkelerin başında gelir)
– Klavye başında en özel haklarımızdan olan iletişim kurma ve haberleşme hakkımızı kullanırken, insanları provoke etmek yerine, daha dikkatli olmalıyız. Attığımız basit bir tweetin bile nereye gideceğini düşünmeliyiz. Provoke etmek yerine sağduyu çağrısı yapmak, bizi huzura götürecektir.
-Görüşlerimize destek vermelerini beklediğimiz diğer kişilere hakaret etmek yerine daha saygılı olmalıyız. Birisine hükümeti destekliyor diye hakaret ederseniz, o da sizin ne dediklerinize ne de yaptıklarınıza saygı duyar, destek olur. O da size hakaret eder. Çünkü hakaret siyasi görüşe değil, kişiliğe edilen bir şeydir. Biraz empati! Ve eğer siz, onların desteğini alamazsanız kendiniz çalmış, kendiniz oynamış olursunuz. Çünkü toplumun genelini içine almayan hareketler başarılı olamaz.
-Sokakları yakıp yıkmak ya da herhangi bir şeye zarar vermeleri için insanları galeyana getirmek yerine insanların evlerine dönmeleri noktasında ikna etmeye çalışmalıyız.
Vesaire, vesaire, vesaire..
Bunlar ve daha fazlası bizlerin olduğu kadar, tüm kanaat önderlerimizin de görevidir.
Herkesi anlayış ve saygıyla bu görevi üstlenmeye davet ediyorum.
Güzel günler görelim, güneşli günler, vapurları maviliklere hep birlikte sürelim..
Saygı ve selamlarımla.