Geçtiğimiz günlerde iletişim danışmanlığı hizmeti verdiğimiz bir markamızın SEO (Search Engine Optimization) hizmeti aldığı/çalıştığı başka ajansa markamızın isteğiyle eğitime gittik. Markalara ağırlıklı olarak PR hizmeti veren bir ajansın SEO ile ne ilgisi olabilir diye düşünebilirsiniz ama olay öyle değil. Biz, bir markanın PR iletişimini yapıyoruz, bir başka ajans aynı markanın reklam, bir başka ajans dijital iletişimini yapıyor vesaire ama yaptığımız iş ana hatlarıyla aynı markanın itibarını yükseltmek, ona katkı sağlayacak fikirler yaratmak ve bunu 360 derece iletişim bütünlüğü çerçevesinde hayata geçirmek. “360 derece iletişim bütünlüğü”nden kastım, bir firma reklam kampanyasında A derken PR’da B demez, dijital’de Z hiç demez, bu yüzden marka için yapılan iletişimin bir bütünlüğe ihtiyacı vardır. Bu doğrultuda bir PR ajansının da SEO eğitimine ihtiyacı elbet vardır, olacaktır.
Ama olay her zaman böyle mi oluyor? Kesinlikle hayır, kimi zaman marka çalıştığı ajansları bir araya getirmek istemiyor, kimi zaman bir marka için çalışan ajanslar bir araya gelmek istemiyor. Bunun farklı nedenleri vardır elbet ama ben o kısma girmek istemiyorum.
Özetle, nasıl ki “komşu komşunun külüne muhtaçtır” diye bir atasözümüz var ya ben de bu anlayışla “ajans ajansın bilgisine muhtaçtır” diyebiliyorum. PR ajansı mısınız, bir toplantıda “ama bundan süper reklam kampanyası olur” demeyi bırakın, bırakın o kısmı reklam ajansıyla aynı masadayken reklam ajansı desin, reklam ajansı mısınız, bırakın toplantılarda “ama bu fikrin iyi PR değeri var” demeyi, bırakın o kısmı PR ajansıyla aynı masadayken PR ajansı desin. Gibi, gibi, gibi..
Umarım derdimi anlatabilmişimdir?
SEO artık her alanda ihtiyaç duyulan bir sektör haline geldi hele ki işin için de Reklam varsa SEO’suz çok bir anlam ifade etmiyor. Bu yüzden kesinlikle katılıyorum Erdal’cım sözlerine.