Benim M.Emir adında benden 12 yaş küçük bir erkek kardeşim var. Hayatta ki en önemli varlıklarımın başında gelir. Kardeşten öte.
Tam 10 yıl öncesiydi, 98 yılının kasım ayının 18. günü. Akşam saat 22:30 babamdan gelen bir telefon. Beni çığlıklar içinde önce karşı komşumuz amcamın kapısını daha sonra apartmanda ki tüm komşuların kapısını çaldırttı ve o gün itibarı ile, benim evde ki en küçük çocuk saltanatım bitmiş, papucum dama atılmış oldu. Canı sağ olsun, Allah yüreğimi biliyor ya, o gün ben abi değil, baba oldum sanki. İlk ismini ben koydum, Mücahit dedim ona ve ardından ikinci isim Emir geldi.
Çocuğu olanlar bilirler, evlatlarının yaptığı her ilk onlar için çok ama çok kıymetlidir, dünyanın en büyük zevkidir onlar için. Kelimelerle anlatılmaz.
Şimdi merak ediyorum, Rabbim bana ileride bir erkek evlat verirse ben onu bundan ne kadar çok sevebilirim diye?
Son çocuk evimizin emiri, sultanı, bi’tanesi..
Ablamla benim ilk göz ağrımız…
Hayatta aldığımız en büyük hediyemiz…
Şimdi 10 yaşındasın, daha önünde Rabbimin vereceği kadar uzun bir ömür var.
Rabbim bizi bizden ayrı düşürmesin.
Babam, ben küçükken hep beni şartlardı, bak erdal, ben yokken bu evin erkeği sensin diye, O’nun yaptığı her şeyi taklit etmek, onun gibi bi’ adam olabilmek için didinmek… Ve şimdi ben 4 yıldır evin dışındayım, ve aynı şeyleri Emirim de görmek ne kadar mutlu ediyor.
Senin eve ilk gelişin, ilk kucağıma alışım, ilk konuşman,ilk yürümen,ilk okula başlayışın, ilk top oynayışın, ilk keman çalışın, her şey ama her şey şu an aklımda.
Sana hep kızarım, hep bağırırım, biliyorum babamdan korktuğundan çok benden korkarsın ama inan ben Emir diye bağırdığımda ‘buyur abicim, efendim abicim’ deyişin o kadar çok hoşuma gidiyor ki, okuldan eve her gelişimde, boynuma abicim hoşgeldin diye sarılışın, dönüşlerde boynuma sarılıp abicim güle güle git güle güle gel inşallah deyişlerin…
Acaba bunların zevki kelimelere dökülebilir mi? Hayır kesinlikle hayır…
Sen benim oğlumsun… Canımdan, kanımdan bir parçasın.
Babam hep seninle ilgili konuşurken, ben artık Emir’i düşünmüyorum, biliyorum ki sen ona benim sana baktığımdan daha iyi bakar, göz kulak olursun der hep… Bu yükümlülük boynuma o kadar ağır gelse de, Rabbimin bana verdiği güç,kuvvet devam ettiği sürece, seninle ilgili her şeyi yapmak benim üzerime en büyük farzlardan biri.
Bazen seni kızdırırım, sana bağırırım… Bundan bile zevk aldığımı bilsen acep üzülür müsün yine?
Aslında sen de bilirsin, seni ne kadar sevdiğimi…
Ama bi’ olay vardır ya, babalar kendi yapamadığı şeyleri çocuklarında bilhassa oğullarında görmek isterler aynı öyle bir şey benimki… Sen benden iyi olmasın, sen benden başarılı olmalısın, sen benden daha delikanlı olmalısın….
Ve sen bu yolda emin adımlarla büyüyorsun…
Bugün 10 yaşındasın..
Rabbim sana hayırlı, uğurlu, sağlıklı, mutlu, huzurlu, imanlı, başarılarla dolu, ve en önemlisi her an birlikte olduğumuz çok ama çok güzel bir hayat versin. Seni vatanına, dinine, ailene hayırlı bir evlat olarak kılsın. (AMİİİNNNN)
Ah keşke seni ne kadar sevdiğimi buraya kelimelerle dökmem mümkün olsa ama inan mümkün değil.
Ama sen yine de SENİ ÇOK AMA ÇOK SEVDİĞİMİ BİL.
İYİ Kİ DOĞMUŞSUN OĞLUM..