İnternet hayatımızın her anında iyiden iyiye kendine yer edinmeye başladı mı desem yoksa edindi mi desem acep? Bence ikincisi çünkü birçok insan artık interneti etkili bir iletişim aracı olarak kullanmaya başladı. En azından ben çevremdeki güzel insanlar için bunu çekinmeden söyleyebilirim. Geçtiğimiz günlerde nacizane ‘İletişim Kanalı Olarak İnternet’ adı altında bir yazı yazmıştım.
Evet internet eşit değildir Facebook + Msn 🙂
Ama facebook = bir devrim 🙂
Ülkemiz internet kullanımda (benim pek deneyimli olduğum söylenemez ama) ‘Sosyal Medya’ kavramı türemeden önce, Forumlar, sözlükler, gruplar ve bloglar söz sahibiydi. Ama Facebook ve sonrasında gelen Friendfeed ve Twitter gibi sistemler, biz blog yazarlarını bile aldı başka bir aleme götürdü.
Ben bu yazımda Facebook’tan öte Friendfeed ve Twitter’dan bahsetmek istiyorum. Hatta sadece Ff’ten bahsetmek istiyorum. Neden mi?
Friendfeed, senin kendine ait birçok farklı hesabı bir araya getiren ve tek bir sayfa üzerinden bu hesapları takip edebildiğin bir sitem, kendi hesaplarından öte binlerce farklı insanın da hesabını burada kolayca takip edebiliyorsun. Bu gerçekten çok güzel.
Yapılan çeşitli organizasyonlar ile bu insanlarla bir araya gelme şansını elde ediyorsun.
Benim için bu rüya; İstanbul’da yapılan Likemind Buluşmalarına friendfeed üzerinde yapılan çok güzel yorumlarla başladı. İzmir’li birisinin Likemind niye İzmir’de de yapılmıyor sorusuna ‘madem öyle isteyenler var, öylese yaparız’ demem ve friendfeed üzerinde normalde hiç tanımadığım insanların bana verdiği büyük destek beni buraya hapsetti.
Bu desteği verenler de öyle adı sanı belli olmayan insanlar değillerdi, ne mutlu ki!
Biz blog yazarlarının, kendi yazdığımız bloglardan öte bizi bu yola özendiren insanların bloglarını takip etme, okuma gibi bir alışkanlığımız vardır. Mesela ben Halkla ilişkiler öğrencisiyim, sektörüm iletişim, oldum olası Pazarlamaya merakım vardı, işte Friendfeed’in getirdiği sosyalleşme rüzgarı ile 🙂 ben daha önce takip ettiğim pazarlama blogu yazan insanlarla tanışma, aynı masada çay içme, sıkı bir muhabbet etme fırsatı buldum. ( Emin olun bu çok basit bir örnek)
Buradaki güzel insanlardan aldığımız destek ile, Likemind İzmir’i düzenlemeye başladık, yine ‘sosyal medya’ ve onun müritleriyle çok güzel organizasyonlara imza attık, atıyoruz, atacağız J
Ben katıldığım bazı organizasyonlardan bahsetmek istiyorum size;
- 1- Friendfeed mantı günü 🙂
Garip değil mi? Evet yanlış okumadınız mantı günü. İstanbul’da olduğum yaz dönemi içinde benim ilk katıldığım buluşma bir mantıcıda yapıldı. Ben ff’in İzmir tayfası içinde olduğum için, buradaki birçok kişiyi sadece ismen tanıyor, bazılarının bloglarını takip ediyordum. İlk defa bir grubun içine gireceksiniz, ve kimse sizi yadırgamadan arkadaş bilecek ve sımsıcak bir sohbete imza atacaksınız. Hem de karşınızda oturanlar Uğur Özmen, Müge Cerman, Mustafa Burak Su gibi isimler olacak. (Bunlara artı onlarca güzel isim var, eklemediklerim lütfen kusuruma bakmasın)
2- FF İftar organizasyonu, benim İstanbul içinde katıldığım en sıcak ve güzel buluşmaydı diyebilirim. Pazarlama basiretli insanların işidir diyen Sevgili Arzu Cihangir’in organize ettiği buluşmaya geç kalsam da katıldım ve burada, İsmail Emrah, Murat Can, Ali Kaya, Ahmet B., Emel Sağlam, Elif, Prof. Ögrenci gibi çok ama çok güzel insanlarla tanıştım. Onlar şu aşama buluşları otomatiğe bağladılar gibi, mailleri geliyor ama katılamıyorum…
- 3- Friendfeed halısaha maçları;
Friendfeed insanları bir sosyalleşmedir tutturmuşlar. Ramazan ayıydı herhal, hem hemşerim hem komşum olan olan sevgili İsmail Emrah beni halısaha maçına çağırdı. Ben de onu kırmadım ve maça gittim. Maçta iki takım var ama bunlar futbol takımlarından öte, beyin takımı sayılabilecek takımlar. Hasan Başusta, Ömer Ekinci, Ali Kaya, A. Cevdet Aykan (Bunlara artı onlarca güzel isim var, eklemediklerim lütfen kusuruma bakmasın) İnsan ister istemez soruyor maç oynamaya mı geldik, brainstorming yapmaya mı, Pazarlama dersi almaya mı 🙂
- 4- Likemind İstanbul Buluşması;
İzmir’e dönmeden 1gün önce Likemind İstanbul Eylül Ayı Buluşmasına katılma şansım oldu. Burada da daha önce adlarını bildiğim, takip ettiğim ama tanışma sanşı elde edemediğim onlarca guru niteliğinde insanla tanıştım. Özgür Alaz, Alemşah Öztürk, Oğulcan Selçuk Akbulut, Tuğçe Esener vb vb hatta Sunipeyk ve Selçuk Erdem’le bile tanışmak. Google, microsoft, adobe Türkiye ofislerinden, medya kanallarından, Türkiye’de internet sektöründe guru sayılacak kişilerden, iş dünyasından gelen onlarca insan. Kanımca her zaman bir araya getiremezsiniz. Ama sosyal medya’nın sosyalliğinden midir nedir, bir araya geliyorlar ve sen de bu güzel sohbet ortamından nasipleniyorsun.
Bunlar çok güzel örnekler. İzmir’de bile olsanız, sizin takip ettiğiniz insanların çoğunun İstanbul’da olması alında ağarıma gitmiyor değil. Ama bu İstanbul harici 80 il içinde geçerli olduğu için kendimi yatıştırıyorum.
Biz de İzmir’li sosyal medya kullanıcıları olarak, çok verimli buluşmalra imza atmaya başladık, her geçen gün büyüyen ve güzelleşen bir grubumuz var. Umuyorum ki, bizim şimdi kıskanarak baktığımız İstanbul grubu 🙂 çok kısa zaman sonra İzmir’e gelmek için can atacaklar ama ama ama bilsinler ki her zaman başımızın üstünde yerleri var.
Bu yazı yaz dönemine ait bir teşekkür yazısı olacaktı ama bloga yazmayı azaltınca. Daha yeni sıra geldi. Hmm, son olarak bu akşam feed’ime düşen bir yazı içinde Sevgili Evren Hocam, bu sosyal medyanın blog yazarlığının verimini düşürdüğünü ve bloglara gelen ziyaretci sayısını azalttığını yazmış. Bu kadar da kötü yanı olsun diyorum ben artık ona ama bunu söylemekte hakkı var hocamın.
“İnsanları Birbirine b’AĞ’layan Sosyal ‘AĞ’lar” için bir yorum