gönül köprüsü projesi

Televizyon seyrederken bazı reklamlar ile  karşılaşıyorsunuz, turkcell bazlı bu reklamlarda ki bazı replikler şu şekilde;

– Ben hiç deniz görmemiştim oysa ne kadar büyükmüş.
– Ben hiç tarla görmemiştim aynı deniz gibiymiş.
– Ben hiç inek sağmamıştım meğer ne kadar zevkliymiş.
– Benim başka şehirden hiç arkadaşım olmamıştı oysa ne güzel bir duyguymuş.

İşte bu replikler gönül köprüsü projesinde ki çocuklara ait sözler. Bu proje kapsamında ülkemizin çeşitli bölgelerinden orta 2- 3. ve lise 1- 2. sınıflarından çeşitli özelliklerde 100 bin öğrenci seçilmiş. Bu özelliklerin en başında başarılı olmak ve hiç şehir dışına  çıkmamak var. Doğu bölgelerimize baktığımızda üniversite için şehir dışına çıkmak  ya da bir daha dönmemek üzere göç etmek haricinde birçok erkek çocuğu bile sadece vatani görevleri için köylerinin dışına çıktığı düşünülürse zaten oranın büyüklüğünü anlayabilirsiniz.  Bu projede 50 bin öğrenci doğudan batıya, 50 bin öğrencide batıdan doğuya götürülmüş. Yol masraflarının tamamı turkcell tarafından karşılanırken, şehirlerde ki tüm masraflar ise başta milli eğitim müdürlükleri olmak üzere mülki idare tarafından karşılanmış. Ve bu sayede resimlerde görülen,şiirlerde okunulan,taşı toprağı altın diye anlatılan birçok yer asıl sahipleri tarafından bu ülkenin geleceği olan bu ülkenin evlatları tarafından gezilmiş,görülmüş oldu.

Bu projenin önemi o kadar büyük ki acaba anlatmaya kelimelerim yeter mi bilemem. Neden mi? Yıllarca bu ülkeyi ikiye bölmüşler Ankara’dan doğusu ve Ankara’dan batısı diye. Öyle ki son 25 yılda Siirt ilimize cumhurbaşkanı gitmemiş. Ama biz onlara sizlerde bu ülkenin evlatlarısınız, sizinde batıdakilerden bir farkınız yok diye masallar anlatmışız. Diyarbakır, Van, Bitlis ve diğerleri… Onlara Çanakkale de 250 bin şehit verdik demişiz ama onlar sadece orayı resimlerde görebilmiş, Van a doğunun Paris’i demişiz ama batılılar Van’ı gölünde ki canavarıyla bilmiş.

Neyse Cumhuriyetin 85. yılında da olsa, bu kadar geç kalınmışta olsa, bu proje bu haliyle yeterli olmayacak bile olsa en azından doğu batı kaynaşması, tarihimizin, doğal güzelliklerimizin ve kültürel özelliklerimizin kitaplardan kurtulması açısından, dünya tarihinin en köklü doğal mozaiğine sahip ülkemizin bütünlüğü ve beraberliği sağlaması, yeniden muasır medeniyetler seviyesi ulaşabilmesi için   özünde küçük ama manevi anlamda büyük bir proje bu.

Bugün televizyon izlerken tv8 de proje baş danışmanının katıldığı bir programa denk geldim. İşte doğudan gelen evlatlarımızın İstanbul, Antalya, Çanakkale için yazdıkları, buralarda ki yeni tanıştıkları arkadaşları, aileleri ve gördükleri yerleri yazdıkları mektupları okuyordu bu beyefendi. İnanın gözlerim doldu, düşünün ki 5gün süren bir sefer sonrasında Diyarbakırlı bir çocuk İstanbul’da  tanıştığı insanlar için artık benim 2 annem 2 babam var diyebiliyordu yada Van’dan gelen biri Van’dan ayrılırken ağlamadım ama İstanbul2dan ayrılırken ağlıyorum diyebiliyordu. Bu da bence projenin hedef kitle üzerinde ki etkisini kısaca çok güzel açıklıyor.

Bu konuyla ilgili kısa bir benzer hikaye anlatayım, İşte Japonya’nın tarih boyunca başından geçen olaylar bellidir, atom bombaları Japon neslini mahvetmiştir. Ama şimdi Japonlar dünyayı sallar duruma gelmişlerdir. Bundan 1- 2 yıl önce izlediğim bir programda Japon başbakanı aynen şöyle diyordu, ‘biz çocuklarımızı alıp Hiroşima ve Nagazaki’ye götürüyoruz ve onlara atalarının yaptığı hatalar sonucu bu hale geldiklerini ve kendilerinin bu hataları yapmamalarını söylüyoruz’ ve sonuçta Japonya şuan dünya devleri arasında.

İşte bizim de yapmamız gereken Malazgirt savaşının yapıldığı Malazgirt’i batılıya , Çanakkale savaşının yapıldığı Çanakkale’yi bu ülkede ki herkese göstermek ve bu vesilede atmasyon ve hikayeden ibaret olmayan şanlı tarihimizi neslimize aktarmak olmalı.
Tabi bununla birlikte son yıllarda doğuya yapılan devlet desteği ve yardımlarının artması da çok önemli. Batı da ki fabrikaların,hastanelerin,okulların,üniversitelerin artık doğu illerinde de benzerlerinin olması demek ülkemizin terör belasından kurtulması için çok ama çok büyük bir adım olacaktır.

Neyse ben cümlelerimi bu projenin devamını ve en yakında benzer projelerin de ortaya çıkmasını dileyerek son veriyorum.

Saygı ve Selamlarımla

Bu yazıyı sosyal medya paylaşabilirsiniz

Yazar: Erdal Erdoğdu

Ülkemizin önde gelen iletişim danışmanlığı firmalarının PR ve dijital ekiplerinde görev aldım, birçok üniversite ve özel eğitim kurumunda iletişim bilimleri üzerine eğitimler verdim. Kamu kurumlarında iletişim birimi yöneticiliği yapmaktayım.

“gönül köprüsü projesi” için bir yorum

  1. bizim oturduğumuz siteden bi kaç öğrenci bu projeye dahil oldular..

    düşündümde ne kadar güzel birşey..
    hadi bizim halimiz vaktimiz yerinde ya olmayanlar oraları göremeyecekler tabii ki görememeleri dünyanın sonu değil ama kültür bakımından ne kadar zengin bi ülke olduğumuzu uygulamalı olarak görmek ne kadar hoş..

    batıdaki öğrencilerde elaızğa gelmişlerdi..

    geçen harputa gittiğimiz zaman öğrenci grupları başlarında bi kaç öğretmenle kale ve buzluk mağaralırını geziyorlardı..öğretmenler biyandan bilgilerini aktarıyordu bi yandan da öğrenciler fotoğraflarını çekiyorlardı..çok güzel anlar..

    doğuyla batı elele…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Social media & sharing icons powered by UltimatelySocial