sessiz kalmak (izmir-kızlarağası)

Daracık bir sokağa yerleştirilmiş sehpalar ve çevresine iliştirilmiş yörük işi işlemelerle süslenmiş minderlerin konduğu divanlarla kuşatılan bir kahvehane tasvir edilen. Sabahları üzerinde bülbüllerin şakıdığı ve kahvehaneyi baştan başa kapatan asmanın gölgesinde kurulmak. Zamanın bir anda iki yüz yıl geriye gitmesine sebep; nargilenin marpıcından dağılan koku mu yoksa fincanda pişen kahvenin telvesi mi olduğunun, baş dönmesi ile tespitinin olanak dışı kaldığı bir mekanın kelimelere nakşıdır sunulan.

               Giriş paragrafında tadımlık diye adlandırılan kelimlerin izah ettiği aslında bir cumartesi akşamının özetidir. Şehir; İzmir ve mekan Kızlarağası hanı arkası. Yemekten sonrası rehavetinin esintili bir  yer arayışına ittiği anda kolay kolay akla gelmeyen ama bir nargile bağımlısının  farkında olmadan ayaklarının gittiği mekan kahveci ömer usta kahvehanesi. Güler yüzle karşılayan genç arkadaşların buyur etmesiyle başlayan bir tarih yolculuğu ve belki diğer bir ifadeyle zamanı geri almaca oyunu birazdan ballandıra ballandıra anlatılacak olanlar.

               Asmanın altına kurulan gabardin pantolonlu külhanbeylerinin sırtına yastık konması ve sararmış birkaç yaprağın sehpalardan silinmesiyle okşanır huzurları. Güzel bir esintiyle içeriden ve dışarıdan maruz kalınan çilek, muz ve nane kokusuyla dönmeye başlar nefisler. Ve bergamotlu çayla ıslatılan boğazlar emanet edilir damak zevkine göre hazırlanmış nargilelerin dumanına. Aslında bir çarşının ortasına kurulmuş bir kahvehanenin herhangi bir müşterisi olunduğunun unutulup, içeriden işitilen Türk musikisine eşlik edilir külhanbeyliği edasıyla. Eksikliği hissedilen tesbihlerin yerini doldurur elde çevirilen nargile maşası. Köz istenir çayların tazelenme vakitlerinde ve gelene gidene bakılıp, ufaktan baş dönmesi hissedilir durumu ele vermeme endişesiyle.

               İki bardak çay sonrası paşa kahveleri hazırdır beylerin. Kahvehane dibindeki cami müezininin okuduğu ezan sesine karışan fincan sesleri midir yoksa oryantalist özentisi sohbetler midir büyüleyen? Zaman akar, mideler karışır ve kıvama gelir beylerimizin huzuru. Kalkma vaktinin geldiğini haber verir boş çekilen, közü sönmüş nargileler. Hesaplar ödenir ve çarşının etrafında salınarak yolu tutulur huzursuz mekanların.

              İçilen nargile, esen nane kokulu yel ve sararmış yaprakların donattığı sehpanın insanın içinden götüremediği düşünce; huzur sükunet midir ya da her sükunet huzur getirir mi? Bunca hengamede sessiz kalmak mı gerekir yoksa kaybolan demokrasi ve özgürlük terimlerinin çığırtkanlığını yapmak mı? Bir soru daha; metro için jeton almaya yetecek paramız kaldı mı?

ilber sönmez

kızlarağasına git

halamın sofrası

arkadaslar bikaç gündür tatildeyim,bikaç tane il dolaştım ama son durağım daha öncede defalarca geldiğim adapazarı ili akyazı ilçesi kuzuluk beldesindeki kaplıca bölgesi oldu…bu akşam,aksam yemeğini daha öncede yemek yediğim HALAMIN SOFRASI adı altındaki ev yemekleri yapan yerde yedim.birkaç tane hanım teyzemizin,ablamızın birlikte çalıstırdıkları yerde mantı,gözleme,çig börek,gözleme ve benzeri ev yemeklerini yeme fırsatı var.ve hepside gercekten cok lezzetli…buraya yolunuz düserse bu mekana muhakkak ugramanızı tavsiye ederim… ama benim asıl diceklerim bunlar değil…

bu mekanın duvarında yazan;

SİZE HEM GÖNLÜMÜZÜ, HEM SOFRAMIZI AÇTIK.

TATSIZSA YEMEĞİMİZ, İYİSİNİ YAPARIZ.

BEĞENMEZSENİZ SOFRAMIZI YENİSİNİ KURARIZ.

BİR GÜN BİTERSE AŞIMIZ.

EKMEĞİMİZ SEVGİ OLUR, DOSTLUK OLUR YEMEĞİMİZ

yazı çok hoşuma gitti.altındada eskıgunname yazıyordu…bu yazıyı sizlerle paylasıp sizlerin bu yazı hakkındaki yorumlarınızı almak istedim…bu yazıyı internette arastırdım anca 3tane sitede bulabildim.demekki o kadar meshur bir yazı değil…ama bu basit sayılabilcek olan mekandaki büyük gönüllü insanların müsterilerine bu gözle bakması çok hosuma gitti…evet bakalım artık söz sizde???

Social media & sharing icons powered by UltimatelySocial