Senede bir gün ile olmaz…

Hani diyorlar ya; ‘Ana gibi yar olmaz.’ diye ve devamı geliyor ‘Cennet anaların ayakları altındadır.’

Annelerimiz, ablalarımız, kız kardeşlerimiz, kızlarımız, kadınlarımız.

Annemin hastalandığı hastaneye yattığı günler bilirim, bir anda evimizin tüm rengi giderdi oysa ne kadar değerliymiş, oysa ne kadar evimizin tüm rengi tadı tuzuymuş dediğim. Ablamın hastalandığı günler bilirim, acıyı ta içimde hissettiğim,  ciğerimin acıdığını hissettiğim ve yeğenimin, bi’tanemin doğduğu gün acaba ne zaman o kadar çok dua ettim Yaradan’ıma böyle güzel bir kız evladını bizlere nasip ettiği için…

Bunlar işin duygusal bölümleri olsa gerek, bir de işin gerçek boyutu var, sosyolojik boyutu, ekonomik boyutu, toplumsal boyutu.

Anayasal düzlemde erkeklerle tüm haklarının eşit olduğu ama eşitliklerini kullanamayan kadınlarımız.

Sırf bedensel olarak kuvvetsizliklerinden dolayı zulme maruz kalan, ezilen kadınlarımız.

Eğitilmek haklarıyken okula gönderilmeyen, zorla evlendirilen kızlarımız.

Daha neler sayabilirim, daha neler yazabilirim bilmiyorum ama bildiğim şeyler var elbet;

Sizler bizi, sizi ikinci sınıf insan olarak görelim diye bu dünyaya getirmediniz, sizi daraldığımız zamanda dövelim diye, doğan kız çocuğumuzu okula göndermeyelim,   sizlere eziyet edelim diye hiç getirmediniz ya da getirmeyeceksiniz.

Haberlerde dinliyoruz, gazetelerde okuyoruz, kimi zaman çevremizden duyuyoruz ve emin olun erkekliğimizden utanıyoruz.

Bizler eşit haklarla doğduk, eşit haklarla yaratıldık ve umuyorum bundan sonra eşit haklarla yaşayacağız.

Sadece laf olsun diye değil, tüm anayasal haklarınızın sizlere teslim edilmesi için, insanlık haklarınızın sizlere tam anlamıyla sunulması için, kadınlık gurur ve onurlarınızın baş tacı edilmesi için değil, o ayaklarınız altına serilen cennete bir ümitle girebilmek için  ‘o cennet kokulu ellerinizden’ bir kez de bugün öperim.

Tüm Saygı ve Selamlarımla

8 Mart Dünya Kadınlar Gününüzü Tebrik Ederim

Bu yazıyı sosyal medya paylaşabilirsiniz

“Senede bir gün ile olmaz…” için 3 yorum

  1. Selam Erdal,o kadar güzel yazmışsın ki ellerine sağlık.Ben de annenin,ablanın kadınlar gününü kutluyorum.Yeğenini Allah bağışlasın.Her zaman sağlık,mutluluk,huzur diliyorum.

  2. “Öyle bir çığlıkla attı ki kendini Adem uykusundan, gerçekte çığlık atıp atmadığını bile bilemedi. Ama iki uyku arasında rüyasının bölündüğü gün gibi gerçekti. Ve başına bir şey gelmiş gibiydi.

    O zamansızlık zamanında, cennet ırmağının kıyısında Adem, onunla göz göze geldi. Kuşları, tüyleri ürkütmekten korkarcasına elini uzattı yavaşça. Parmaklarının ucundan dökülen yaseminleri gösterdi. İçine dolan ses ve ışığa, sevince sarmaşığa, usulca, sen kimsin, dedi.

    Bildiğini bir kez daha bilmek, kelimesini birde ondan duymak istedi. Ben kadınım, dedi
    Havva, ama bu benim sıfatım. Adımı henüz bilmiyorum.
    Sonra döndü Âdem’e, aklına bir şey gelmişti.
    Sesi, bengisular gibiydi.

    Bana dedi, bir isim ver, varlığım olsun. Durdu, aklından yeni bir şey geçti. Bana dedi, sen isim ver, varlığım senin olsun. Bana öyle bir isim ver ki senin adının yanında dursun.

    Seni anan beni de ansın. Seni hatırlayan beni hatırlamadan olmasın.
    Bir “ile” koy aramıza bizi birbirimize bağlasın…”

    İşte ilk erkek ve ilk kadın! Velasıl-ı kelam; Allah kadını erkeğin sol eğe kemiğinden yarattı ve erkeğe emanet etti! Varın gerisini siz düşünün :))

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Social media & sharing icons powered by UltimatelySocial